Masallar gerçek olsa...Küçük bir kız çocuğu, kötülüklerin diz boyu olduğu bir ülkede yaşıyordu. Sadece Kaf Dağının eteklerinde olan, iyilik çiçeğini arıyor ve bulup ülkesine getiriyordu. Dünyada bir tane olan, iyilik tohumunu bahçesine ekiyordu. Sabah olduğunda bahçede yüzlerce iyilik çiçeğiyle karşılaşıyordu.Yaşadığı ülkenin halkı da bu çiçekler sayesinde, tüm kötü huylarından kurtulup mutlu bir hayat yaşıyorlardı. En çok bu masalı sevmişti. ’’Biz de ekelim anne’’ dedi. Sesi benzi gibi sarı ve soluk... ’’Sağlık ekecek ve sağlık büyütecek’’ diye düşündü annesi. ’’Bir kaç gün, bilemedin bir hafta yaşar. Dediğinde doktor. Nasıl yıkıldıysa... Şimdi tekrar çöktü omuzları. Bir enkaz gibi çıktı ağzından sesi. ’’Ne ekelim kuzum? Hayal kırıklığı yaşamasın istiyordu. Ya sağlık ekmek ister ve yeşermediğini gördüğünde üzülürse kuzusu. Elini uzattı, minicik avucunu açıp gösterdi. Boşanmışlardı eşiyle; üç yıl önce... Ardından amansız hastalık yapışmıştı yakalarına. "ümit yok’’ Doktor için öyleydi. Ama; İyileşecekti kuzusu biliyordu. Yine de haber gönderdi babasına; ’’Murat ölüyor’’ gel gör diye. İki aydır bekliyordu. Gelmemişti. Murat avutsun diye kendini. O misketi almış ve oğluna; "Baban göndermiş" demişti. Misketi hiç yanından ayırmıyordu çocuk; gece bile onunla uyuyordu. Murat avucundaki misketi göstererek; ’’Bunu ekelim, büyüsün daha çok misketim olsun. Korkuyorum anne! "Kaybolursa; ben nasıl uyurum babamsız" Aldı elinden misketi sımsıcaktı ateş gibi...Yaktı elini. Alnına baktı yoktu ateşi. Yanan içinde ki özlemdi... Küçücük yüreği kocaman yanıyordu. Ağlamadı anne. Gözleri artık kanıyordu. Bahçeye çıktı... Açtığı çukurun içine gömdü misketi. Murat camdan annesini izliyordu. Artık büyüsün diye ümitleri, sabahı bekleyecekti. O gece çok yağmur yağdı çok... Anne bir taraftan, yağmur bir taraftan Sular sellere karıştı. Gözyaşları yağmurla yarıştı. Sabaha doğru uykuya daldı. Düş görüyordu... ’’Anne perdeyi aç! dedi. Her sabah olduğu gibi... Erkenden açardı güneşle konuşsun, diye kuzusu. Henüz sabah olmamıştı. düşünde. Gülümsüyordu Murat güneş gibi sımsıcak. Gece zifiri karanlıkta Bir adam bahçeyi kazıyordu Eşelediği topraktan Pırıl parlayan yüzlerce misket çıkarıyordu Camdan bakan, Murat’ın gözlerinde yakamozlar oynaşıyordu. Hiç olmadığı kadar sağlıklı ve mutluydu. İşte masal gerçek olmuştu. Hiç bitmesini istemediği bir düşün içinde kaybolmuştu. Anne o sabah hiç açmadı perdeyi. Perde sonsuza dek kapanmıştı. |
Kolay olmamıştır bu şiiri yazmak
Çünkü insan yazarken ya yaşıyor o anı
Yada yaşanmışlığıdır yazdığı her sözcük
Kaleminize yüreğinize sağlık olsun Hoşkalın
Hüzünler aktı....
Mutlu olsun tüm anneler ve çocuklar
Ve çocuklar uyumasın o derin ahiret denen uykuya...
Ve bu şiiri sadece anne olanlar yaşar
Tekrar tebrikler şaire
Çok beğendiğim yine yeniden okuycam