Aşk-ı Meal
Gözlerinle karşılaşmadan evvel;
B’aşka bir dünyanın varlığına inanmazdım ben... Bilmezdim; mevsimlerin bu denli güzel olduğunu.. Rüzgarın; saçlarımı annem gibi okşadığını.. Yağmurun; babam gibi bereketli oldugunu.. Bahçemde ki erguvanların; sen gibi koktuğunu bilmezdim senden evvel... Meğer; Adınla bestelenirmiş; hüzzam şiirler... En yanık türküler; senin için söylenirmiş.. Adınla şekve dururmuş; dicle , fırat.. Şerha şerha hasretin yağarmış geceye.. Ay, her gece; şefkatle toplarmış yıldızları etrafına.. Adının geçtiği masallar okurmuş.. Ferhat’ın Şirin’i... Mecnun’un Leyla’sı... Kerem’in Aslı’sı.. Seni bulmak muradındaymış meğer... Bilmezdim; Seyyahlar seni bulmak için şehir şehir gezermiş... Gönüllü giyermiş meczup; yokluk hırkasını senin uğruna.. Kırk kapının ardında, gizli saklı anılırmış adın... 99 illa ile ikrar olunur... Dil-i lâl tövbeler okunurmus peşin sıra... Ateş de senmişsin; su da.. Bilmezdim; Senden evvel yaşamak nasılmış... Bilmezdim; "Ölmek demek" senden azad olmakmış.. Bilmezdim; Senin adın "Aşk" mış. |