MAYIS GÜNEŞİ
Esrikli gecelerin gölgesinde
Yeşeren filizler kırılırken hoyratça Postallar basmış gül dalına Hüküm verilmiş celladına Yiğitler düşmeden kara toprağa Bedenleri çıkmış dar ağacına Yağlı urgan değildi öldüren Bir milletin sessizliğiydi kahreden Üç beş onursuz iblisin çocuğu Ruhunu şeytana satan bedenler Onların peşinden giden gafiller Kefen giydirmişler Mayıs güneşine Pranga takmışlar yağmurun neşesine Belli ki unutmamışlar Fatihin torunlarını Allahu Ekber’in anlamını Karadan giden gemileri ve nicelerini Vakit geç değil Arama yitirdiğin mevsimleri Pişmanlık duyma vakti değil Acıların bırak demli kalsın içinde Bir kıvılcım ki hiç sönmesin Ebabil kuşlarını bekleme boşuna Ama vatan borcudur Sahip çıkıp kollamak onları Gökyüzünde uçan insansız kuşları Serzenişlerimiz öksüz değil artık Bam teline vurmayı da öğrendik Muadili dolmaz öfkemizin Bre gafil görmez misin hala Hira Dağı’nın çocukları uçuyor artık Her doğan şafak bizimdir Soldurmayız Mayıs güneşlerini Yeter ki dalgalansın Bayrağım Köpekler havlaya dursun Bu yoldan dönenin kanı kurusun Sadık KARADEMİR |