NE ZAMANKİ ŞİİR DÜŞMESE B/AĞRIMDAN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Beni vur saatin altında seni seviyorumdur bu Şiir yazan bir adamın fotoğrafı var yanımda Kendi ölümlü sanıyor onu getirdim ganimettir…’’ (Alıntı) Bölük pörçük düşler Karelerin ibaresinde yan gelip yatan bir göçük Altında kalan ıstırabı sarıp sarmaladım da getirdim sana Bir eskiz ise ömür Ezkaza yolda kaldığım olmasa bir rivayet Günü b/öldüğüm her hecede saklı göçebe ruhum Dişlerini fırçalayıp şiirlerin yatıya kaldığı. Keman sesi ve tuşlanan insanlık Duş sesi belli ki şiirler arınıyor imgelerden Her namaz vakti nurlu yüzü semanın Düş birikintilerini uyutup da namaza duran annemin ihbarı Elbet kürediği ömründe temize geçtiği her sayfa Aşkın salınımında yitip giden bir ölü gibi Yalın seyri ömrün de bir ithaf Kaynayan beyninde ölümün Öbek öbek asalet. Kanayan tabiri caizse sefalet Günü de koşut bilmek nasıl ki zaruret Şimdi kabrinde dünün, ölümlü bir seyyah iken Yüreğin sayacı adeta atardamar mahiyetinde Duygulardan akan imgelerin telaşı Hani olur da taşkınlara sebebiyet verir Damlamayan muslukta akan kir değil de ihanet Yaşlı şehrin ruhu göçmeden Geceye de inme inmeden Düşmeli yollara bir an evvel. Yürek kazan aşk kepçe Hörgücü lanetin alttan alan bir rivayet Çizip de eşkâlini şehrin Dokunaklı bir göğü de takibe alıp kuşluk vakti Nereye tüneyecekse bunca dirayet Önünü almalı sözcüklerin Sırtını sıvazladığım kadar Islıklanan niyazlarım Şükür ki Allah katında karşılık bulma umuduyla. Camdan sarkıttığım sepete yuva yapan bunca kehanet Yerini bulur ya da bulmaz gerçeklerin hattında Nöbete duran emir eri mademki kelam Aşkla sarmaladığım ilham Kaçkın aklımda saklı nice m/eziyet Ruhu duymaz da kıtaların Ne zamanki dalsam derinlere Sanır ki şair unuttu ve savdı sırasını Görmeyi unuttuğu değildi Görünmezliğin sicilinde bir sabıka kaydı Ne zamanki şiir düşmese b/ağrımdan İdamı kendi elinden kâhin yüreğin Bir sofu ki nazı niyazı bitimsiz bir türkünün öncüsü. |