GİDENE
Ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
Kendimi suçüstü yakalıyorum Ve kentsizliğimin isimsizliğini anıyorum Gözlerime senden düşler sürüyorum Islak gözlerim kan bayramına yatıyor Bana en büyük tehdit yine ben oluyorum Sonra bir durağa yaslanıyorum Sonra bir kente Ve sen gidiyorsun Ben kanıyorum Yorgun bedenime inat Biraz ihanet bırakıyorum Ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum Aklıma düşüyorsun Düşüyorum Düşünce Üşüyorum Azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum Ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum Yalanlarınla bir hiçlikteyim Bu kentte her yağmur kendini ağlar Aklıma düşsen yalnızlık oluyorum Gözündeki uykudan öpüyorum nicedir Artık kendini yakan bir ateşim İçim yanlız bir kent Şimdi boş duraklara yaslanıyorum Boş sokaklara Gün düşlerime dönüşlerimde Bakışın içiyor beni gözlerimden Gövdemi düşürüyorum güz yavrusu mevsimlere Uzaklığına uzanıyorum Sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden Ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan Yıkılıyorum şarkılara "Kimseler biliyor" Yalnızlık dostumdu Şimdi korkum oluyor Artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor Güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik Göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan Kendimi yitirdikçe sana gidiyorum Göz çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum Düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum Uysal yalnızlıklar satın alıyorum Gülüşümle ödeyerek Ve içimde yalancı bir katil taşıyorum Yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma Cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben Kirli sözlerimi temize çekiyorum Gözlerim ihanete ihbar taşıyor Kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına Sözü namluna sürmelisin şimdi En yaralı yanımdan vurmalısın beni Çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır Avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum Ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam Susuşuna kan döküyor gözlerim Sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun Oysa bilmelisin Kimsenin içi görünmez Ve hiç bulamadıklarını Asla yitiremezsin Bak şimdi aramızda sessiz kalıyor Söylenecek bütün sözler Her sabah bir cığ oluyorsun gözlerime Yüzündeki yağmurla iniyorsun kente İçine dert oluyorsun Dışına yağmur Yüreğinde dağılıyor kristal şehirler Duvarların kan öksürüyor Ve sen Başkalarının gözlerini Yüzümde aramamayı öğreniyorsun Beni bir durağa yaslıyorsun Beni bir kente Gidiyorsun Susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın Biliyorum İnsan kendini bulmamalı, hep aramalı Gittiğin yerden başlıyorum öyleyse Gece cinnetlerimi de alıp yanıma Denize bakmayı bilmeyenler Bir gün mutlaka boğulur İşte bundandır gözlerinden kaçışlarım Siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı.? Ben şimdi gurbetim İçimde taşıyorum Heba olsa da senlerce yılım Ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum Ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden Şairler ölüdür derler İnanmıyorum En karanlık ceketimi giyiyorum Işığa kördüm çünkü Şimdi ise güneşe ilerliyorum Dirilmek için Kimliği paslanıyor eski bir anarşistin Gecenin kör gözünden utanıyorum Hadi bana en militan kelimelerle saldır Batır içime cümlelerini Beyhude bir dehşet bırak Hak ediyorum Gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime Can kaybından ölüyorum Yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan Kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin Kinim kendime Susuşum sana Küsüşüm tüm dünyaya ’Üstü kalsın ihanetinin’ Yine bir tren geçiyor içimden Sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı Saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor Görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum Hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede Sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan Süsle beni ey aşk Yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum Dişlerindeki nikotin tadı terkimde Sirenler ve ateş hatları içip Sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden Islak ceplerimi buluyorum el yordamıyla Yasadışıyım Tutukla beni gözlerimden Kalemim bitti yitirdi şiirini şuur Öldü kanımdaki mürekkep balığı Solumdaki sise intihar etti intiharlar Bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek Yaşamak için geç bir zaman Ölmek için ise erken Dikiş tutmaz ayrılığımda Kirpiğinden yapılma bir darağacına Geceyi asıyorum Yoksun Bu yağmurlar ıslatmıyor beni Bir durağa yaslanıyorum sensiz Gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum Kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor Şimdi herkes biraz sen biraz acı Göğsümde bir vagon Gizli sözler batıyor Fırtınalar çıkıyor üstüme Şakağımda İntihar acemisi bir şairin Delilik provaları var Arkandan uluyan kapılardan Söküyorum kokunu Yokluğunu kokluyorum Kokunu yokluyorum Çöz gözlerimi senden hadi Ücranda yak bakışımı Gözlerine bekçi sevdam Dünden ve senden kalmayım Herkes kendi gördüğüne bakar Peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz Kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu Hadi en kanadığımız yerden susalım Aşka... Rüzgara... Ayrılığa... Zamana... ........................................................... |
Biraz ihanet bırakıyorum
Ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
Aklıma düşüyorsun
Düşüyorum
Düşünce
Üşüyorum
Güzel bir anlatım ve duygu seli...Kutluyorum bu güzel anlatımı.