Telaş
Kuşluk vakti uyandın gene
Şimdi bir kahve pişir kendine Bakır cezvede Şöyle bol köpüklü, tadında olsun Tadını içine çeke çeke Höpürdete, höpürdete, sindire, sindire çek içine... Öyle ya Arkadaşın „telaş” kalkacak birazdan Senin halinden anlamayan Bu gün neler yapacağını Çamaşır mı, ütü mü Aşım; bulgur mu, pilav mı diye Yudumlarken Şöyle bir „oh” çek içinden Dışından da olabilir Oh!!! Nefes alıp verirken de Kokusu gelsin burnunun direğine... Düşünme Bugün ne pişirsem diye Temizlik mi, alış veriş mi Yoksa işe gidip geleceğim diye Bırak hatta aklının ucundan bile geçirme Saatin kaç olduğunu diye Tik tak sesi gelse bile Kulak verme o „zaman” denilen şeye.... Sen kuşlara, böceklere Çekirge, güvercinlere Kulak ver İçini çeke çeke Köpüklü kahveni yudumla kendince Vazgeçilmezce... Hmmmm Ne de güzel güneşin doğuşu Ne de güzel ışıl ışıl parıltısı Pek hoş geliyor kuşluk vaktinde Telvesini tadarken bile Oh!!! De yine kendine Kalk şimdi git işine Telaşa’a da benden selam söyle.... Hadi var git yoluna Kırk yıl hatırım kalmasın masada Ve sen yine gel akşama... |