LEYLAN / RONAHİ
LEYLAN
Ilgım ılgım açar yediverenler Ambarlarda yeşerir hamal fidan Görsen her biri bir filinta Pahabiçilemezdir burada alınteri Helal ekmeğin verdiği memnuniyet Emeğin kitabı, işhanlarında yazılır Komşuluk destandır antik katlarda Seni namusluca sevmeyi İlkin buralarda öğrendim Şırfıntılar sokağında tütün emekçisi Avuçlar bilirim, ihtiyar, nasırlı Memleketim gibi ak alınları vardır Sen hep o küçeden gelirdin canıma Eserdi terütaze hivbanu nefesin Arzuhalcim, kadife karanfilim Daya endamını santimantal bağrıma Daya da dinle, çaylardan su içer gibi Can feryad, can figan, can yangın yeri Bayramlar, matemlere sapmış Namlu yürek, aşka, sevdaya kıvrılmış Nasıl, nasıl sevmişem bir sevebilsen Anlarsın zehir zıkkım geceleri Anlarsın, netameli oyundur, heba Vurulur denizin, ırmaklarınca Kaç dağdır aşılmaz olumuş içim İçin için tüter kuyumda bir yara Birden hüzünlenir bütün avlular Cümle vadilerde zılgıtın kopar Derin mutsuzluğun türküsüdür Eser, eser korkunç albenin Çekilir sürgüler demir koyaklara Çekilir hayalimden asi bakışın Gömülürüm kendime bir başına Tek başına hırgür sensizliğim Leylanım, nupelda pervinim RONAHİ Eflâtun karanfiller verir Aras Hıncahınç yaşamak Gürbüz kızanlarına Körpe tomurcuklar salınır ekinde Cehennem göğüslerde asi boran Ciğerde iştiyak, çıldırasıya Çatlıyor kısrağın Kanıyor heyben Kanıyor dudakları dikenli demirin Sevdaya set çekmiş saygın çıyanlar Kurulmuş vadilerine haramî Görmemiş tarih böyle hayınlık Böyle maval aynazı Çekirge utanır istilasından Tendürek dağına sor yüceltileri Kato’ya, Cudi’ye, Karacadağ’a Harnupların irkinç hışırtısı Götürür hülyanı gidebildiği cana Çığlığın, akçakavaklar Çığlığın seyelan, külhani Bin yıllık asırlardan mahzun miras Fütursuz, ajitatör, Terme ormanı Umular figanında yeşerir Ronahi, yuvasıdır leylimin Barışın bağını, bahçesini büyütür 82 burç, 82 destan Dayanmış içerden onca yıkıma Şarkın bülbülü şavkır Dicle’yi Şavkın, en karanlık yerimi okşar Türküsü başlar söylenemezlerin Kuyumuz yurt olanda |