ölüm kokar gökyüzüyakamozlar ölüm kokuyor dallarında, ağır aksak kırsallarda yeşeriyor sinsice, hissettirmeksizin şehirlere gölgesi düşüyor filizlerin, martılar üşüşüyor ansızın ve çekip vuruyorsun birini acımadan ölüm kokusu siniyor akciğerine ve nedeni oluyorsun bir çocuğun ağlamasının ne kadar umursuyorsun, ne kadar üstleniyorsun caniliği... ırzı bozuk yaşayanlarla dolu kentler ölüm buram buram tünüyor midelerine sahiden hangi kavimdensin sen; ırzı bozuklar kavmimi, yoksa ölümlüler kavmi mi? hangi gecelerin karanlık bekçisisin bilinmez ki. kolpa delikanlılar yeşertmiş içindeki ölüm meleğini aldığın bedenlere atfet kanın kırmızı rengini. sev beni! füzuli’nin gönlünden sev, babilde yetiştir, filistinde savaştır ölümler biç bedenime, yakamozlar ek gökyüzüne ismime iyi savaşır, iyi mermi atarım ben, her kokusunda barutun, maviye dönerim başımı ben oyum anlayacağın, günyüzüne diktiğin filizim, hani ölüm kokan yaşam yakamozu yani... |