dokunmayın bana
gidin başımdan
beni rahat bırakın



seni anlıyoruz diyorsunuz ya
yalan
siz beni anlayamazsınız
benim yaşadıklarımı yaşamanız gerek beni anlamanız için
benim acılarımı yaşayıp
benim gibi vurulup
benim gibi ölmeniz gerek
yoksa
siz beni anlayamazsınız



siz benim vurulurken çektiğim acıyı değil
vurulup düştüğüm anın resmini görürsünüz sadece
siz benim gözyaşlarımın içindeki hüznü değil
yanaklarımın ıslaklığını gözlerimin kızarıklığını görürsünüz sadece
siz benim içimin neyin ve nasıl kemirdiğini değil
yüzümün solduğunu tenimin eridiğini görürsünüz sadece
siz beni anlayamazsınız



siz benden çok kendinizle konuşur kendinizi dinlersiniz
ben sancımı söylerim size
siz "geçer" dersiniz
ben sancımı çeker giderim
siz benden çekip gidersiniz
siz beni anlayamazsınız


siz benim gözlerimin gördüğünü görmediniz
kulaklarımın duyduğunu duymadınız
canımın nasıl yandığını nereden bileceksiniz
siz sesime değil dışarıdaki gürültüye verdiniz kulağınızı
benim iniltilerim ulaşmadı sizlere
çığlıklarımı duymazdan geldiniz
bastırdı sesimi konu komşunun sesi
el alemin
geleneğin
törenin
hiç tanımadıklarımızın sesi
cılız kaldı sesim
kısıldı
sus pus edildi çığlıklarım
siz beni anlayamazsınız



şimdi gidin başımdan
sonsuz bir yolculuğa uğurlayacağım kendimi
giderken bari rahat bırakın beni
istemiyorum yaşamınız kadar yalan ağlamalarınızı
yanımdayken ufak bir gülümsemeyi esirgeyip
ben gittiğimde ağlayan gözü neyleyim
varlığımda uzanıp tutamadığım
yokluğumda dövünüp duran eli neyleyim



duyacaksınız beni şimdiden sonra
anlayacaksınız belki
çünkü siz beni değil merhumu sevdiniz
çünkü merhum sessizdir
suskundur
uysaldır
çünkü duymayacaksınız onun feryatlarını
çünkü sitemi olmayacak
şikayeti olmayacak
çünkü o sustukça siz konuşacaksınız
ama bilmediğiniz bir şey sizi bekliyor olacak
siz beni anlamadınız ya
sizi de anlayan olmayacak



yılmaz YANARDAĞ
17/07/2012
IĞDIR