6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1509
Okunma
Çatlakları vardı evinin ve kırıktı kornişi perdenin
Rutubetliydi havası ve soğuktu şehrin
Ama güle boyanmıştı sabahım en kırmızısından, sıcağa ve tutkuya sonra
Anlatılmaya ve beklenmeye değer
Uğruna yıldızlar kaydırmaya değen bir küçük adamdın sen.
Hala gülümseten çocukluklarınla, imkansızlıkların tümüne çelme takmış
Kocaman bir adam.
Ben gecesini inkar eden sabahlara uyanan, günahları
Kendi kadar küçük bir kızdım daha
Elimi hiç kana bulamamıştım
Etim hiç bu kadar ucuz olmamıştı ve
Kanım hiç bu kadar saçılmamıştı yabancı ellerde
Yıllar aynı işlemiyor insanları ve insanlar
Onlar aynı iliklemiyorlar düğmelerini
Nefesinin karıştığı toz dumandan böyle ayrılıyorum işte
Şehir yıkılmıyor artık
Kanım düştüğü yerde kalıyor sonsuza dek ve insanlar
Onlar yeni duvarlar örüyorlar kendilerine
İzliyor ve susuyorum
Var olduğum süre içi susmayı artık bir ibadet, bir borç biliyorum sana
Mantığı mantıksızlığında anlam bulan bir zevktin sen
Anlamı anlamsızlığında gizli bir hikaye
Yaz’ ın kendine has tuzlu bir havası vardır
İçine çektikçe genzinde belli belirsiz bir tortu bırakır
Hafif ve ılıktır
Seni o tortuya gömüp gidiyorum ve
İçim burkuluyor, binlerce yıl yaşlanıyorum ama susuyorum
Susmalıyım.
Çünkü Hayat aynı sayfaya işlemedi bizi
Çünkü bizim iliklerimiz düğmelerine hep küçük geldiler ve
Sonunda adın, O, kaldı.
Beste Gül Öneren
Denemeler II
Adın O, adım Şu kaldı.