Ayrılığın Senfonisi
Yine solup gitti umutlarım
hapsolduğum sonbaharında, Dudakların ayrılığın senfonisini bestelerken kızılın eşsiz güzelliğini andıran günbatımında, Gülüşünden nağmeler diziliyordu kırgın ve umutsuz sol yanıma, İşgal ederken ruhumu gecenin ürpertili bakışlarında, Kalemim yarım hikaye misali ağıtlar yakıyordu doldurulamayan boşluklarımda, Aşk boyun bükük duygularla af dilerken umudun kollarında, Hüzün,matemin girdabında sevda şarkıları mırıldatıyordu, Ölüm çanları çalarken asilliğine sadık olduğum yalnızlığın uçurumlarında, Harabeye dönen yorgun bedenim tozlanmış raflarıma intihar süsü veriyordu birikmiş acılarını üzerime kustururcasına.. Ama ne çare Dilba Hanım! Ezilen bir gülün sarhoşluğunda kokunu ararken, Hançer yaralarına maruz kalan derbeder yüreğim, Sensizliğin merhemini tenimin özlerine aşılıyordu... |