HEM BEN BİR ÖMÜR YANMADIM MI...Ölümün aşkla dansında revnak bir bulut Ve pekişen acının ihbar ettiği Gök gürültüsü. Sona kurulu alarm Alarmın da zili çalmadan Acele ile uyandığım, Telaşımın yapıştığı saçımda üç beş gün ışığı Oysaki gecenin firarına daha vakit var… Sözcüklerin ıssız kimliğimi İçimden de açmak gelmiyor yüreğimin kilidini: Hem sevdim de ne oldu? Sevip de şerh düştüğüm milyonlarca insan Kilitli dillerde açık ara farkla Yok sayıldığıma da şahit Mevla’m. Aşkın asası Devasa tasam Zanların maktulü yürek Göğe otağı kurmaya ne gerek? Yanan ortalık darmaduman fettan imgeler Gözümün ucuyla dahi bakmaya korkar oldum Maruzatım ise sevmekle iştigal Nihayetinde tam da kabuk tutacakken bunca yaram. Aman vermesem de lüksümdü: Arz edip yol kestiğim Üstüme yoktu kaçmaktan Saklı sevgim, endamlı ferman Aşka azık ömre katık Sevdalı mizansen Haşmetli rakımı evrenin Eremediğim en tepe nokta Oysaki hidayetti tek maruzatım. Elbette sevgime karşılık veren tek Gerçek. İlahi Aşkın mazhar olduğu Dilde sözcük Yüreklerde katmanlarca hazan mahsulü derman Latif rüzgâr Bahara dönük yüzü meltemin Ölmeye ne gerek, azizim? Hele ki örtüştüğüm kâinat Ve ıssızlığın mevzuatı iken kaleme biat Binlerce sözcük Yazmaya durduğum devasa aşkın da rahmeti: Elbet iliklediğim yakam Düşünmeden sevmekse varsın Olsun tek hatam. Yandan yana yürüyen devran Ucu bucağı görünmeyen tuzak Aşkın inhisarında Örtüşen nice izlek ki Kayrasında yalnızlığın Herkes yalnız ve tek yürek. İlişmeden bucağına evrenin ve beşerin Hem ben hep uzağında kalmadım mı bunca yalanın? Yalansız geçen bir ömür Şifası bedenin elbet hidayet Göğe konuşlu bir minvalde Yerkürenin de azizliğinde Zemherinin istilası oysaki bahara varmadık mı? Kazan kaldıran benlik Patavatsızlıkta da ilk sırada Lakin masumca sevdiğim mi eremediğim nihayet? Yangından kurtaracağım tek şey de kalmadı Sadece latif ruhun sözcüksüz güncesinde Aşkın fazlaca rağbet görmediği Kurmaca hayallerin de tek tanığı Elbet Rabbin sunumunda Saçlarımı savuracaktır İlahi Ateş Hem ben bir ömür yanmadım mı? |