Şairin Ağıdı
Bu kaçıncı terk edilmiş
kelimelerle intiharım, Virane bir Şairin ağıdı yankılanırken dağların doruklarında , İçinde umudun çaresizliğini anımsatırken tükenmeye yüz tutmuş kırık kalemim, Adına ayrılık türküleri söyleniyordu uçurumun girdaplarında , Gel, dokun! Dindir sol yanımda kor gibi yanan sızılarımı, Aşkın çıkmaz yollarında heba ettiğin yaşlarınla ıslat toprağın kökünde cebelleşen kırıntılarımı, Sensizliğin merhemini sür tenimin yanıklığına, Sar beni o ölüme attığın kollarınla , Ki yaslandığım limanlarında yalnızlığım üşümesin , Gözlerinin içi gülerdi sevdamızın masumiyetini andıran günbatımının kızıllığında, Zülüflerinle örterken kapanmayan yaralarımı, Kirpiklerinden süzülen gözyaşlarınla huzurunu nakşediyordun biçare yüreğime, Ve eskimiş kimliğimle ruhumu feda ederken hüznün koynuna, Bir rüzgar misali edip savuruyordun bereketini yitiren güzün acılarla dolu dertler kervanına.. Ama ne çare Dilba Hanım! Tercümanı olamadın ya duygularımın , İstemem artık hayalin belirsin düş kırığı aynamda.... |