TAM DA VAZGEÇİYORKEN
Uzun bir şiir gibiydi kimimize hayat
Vakit harcanmamış, emekten yoksun, yalnız başına Tek özelliğiydi belki de uzun olması Ne idüğü belirsiz şeyler kazanırken şans eseri Bizi belirleyen değerleri kaybettik günden güne Bir ağaçtan milyonlarca kibrit çıktı Bir kibrit bütün ormanı yaktı Ormanda tepişirken irili ufaklı filler Olan çimlere oldu, sesler kayboldu toprağın içinde Bir şeyi çok zorlamamak lazım belki de Hayatın zalim kurallarından yalnızca biridir bu Söylemek kolay tabii sana bana Uymak zor, iradeye düşman olmak zor Zora alışmak zor olan, sabrını almak yanına Beklemek... Aradığın ne varsa zaman alır sana ulaşması Allah geciktirirse güzelleştirirmiş, bilmez misin? En güzel şeyler çalar kapını tam da vazgeçiyorken İşin sırrı budur üstat, çok zorlamamak İnsan günden güne yavanlaşıyor Hayat tekdüze çıkarlar yığını haline bürünüyor zalimce Hedef çıkar, ama sokak çıkmaz Labirenti çözmek zorlaşıyor geçip giden her saniye Çocukluğundan aldığı zevk şimdilerde yok insanın Anılar yıllanıyor, yoruyor, ağlatıyor Sendeliyor insan hem arkaya bakıp hem şimdide yürürken Yürürken mi? Aslında emeklerken... Hızlandığını zannedip yavaşlayanların Zenginleştim derken azalıp bitenlerin En büyük zararı kendilerine verenlerin dünyası bu Şimdiki insanları görünce anılara daha bir sarılıyor insan Ben mi? Ben vazgeçeli çok oldu Ya da vazgeçtiğimi sanıp iradem tarafından rehin alınalı Nezarette on dokuzuncu yılım Doğdum, büyüdüm, ne yapsam çıkamadım Sittin sene de çıkamayacağım, anladım En kötü gün bugünse bugün de vazgeçiyorum |
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şairimi içtenlikle KUTLUYORUM...