DELİLER KAHVESİDeliler kahvesine gittim yarın Olmayan sandalyede oturdum Olmadık çaydanlıktan görülmeyen Bardaklarda içtim demlenmemiş Çayların hepsini yudum yudum… Kapısı sonuna kadar kırık Pencereleri ezelden olmayan Bir mekân ki sımsıcak zemheride Kısa kol kısa gömlek bağrı yanık İnsanlar harmanı toz duman ortalık Duvarlarında akıllı gömlekleri fiyakalı Hiçbir delinin bedenine uymayan kibir Zır akıllılık boyasına batırılmış her biri Deli gömleği dedikleri ifil ifil Arkadan bağlanan kolların şefkatinde Askı yerine çakılmış çivilerde İçindeki hayatlar büklüm büklüm… Bayat hayatların şerefine dibi delik Bardaklarda tazele çayları akıllım Benimki açık saçık olsun dostum Aklıma zarar gelsin istemem Dünlerde lazım bana olmayan aklım Daha düzelteceğim dünyalar var Kıtalar tamponu çarpık araba Küresel ısınmada deliliğim iklim iklim… Deliler kahvesinde bir masada yarın Söz vermişlerdi bana gideceklerdi dün Gitmediler bekliyorum boş masanın Üstünde bazen de altında Etrafında oturmuyorlardı dolu sandalyelerde Öylece beklemiyorlardı Protez dişlerini takacaklardı kahbeliğin Satılık deliliklerin peşindeyim adım adım… Deliler kahvesine uğradım gelmemiş bir günde Tecavüz için birisini aramıyordu bir kadın Hayatın kendisi tecavüzdü nasılsa Cevheri tükenmiş dayıların amcaların dillerinde gizlenmiş son küfürleri İçin için yanıyorlardı son nefesteydi Kül tablaları… Beyinlerinde bir kerhanenin Orospu lambaları yanıyordu kadın gülerek kartvizitini dağıtıyordu namuslulara namus denilen şey umdukları yerde değildi Deliler kahvesinde hiçbir kadının namusu yoktu Erkekler namuslu olduklarını ispat etme derdine Düşmemişlerdi Hayatın sokaklarına sürtülmüş bir sürtük olarak sadece delilerin ellerinde kalmıştı delilik Delilleriyle ortaya koydukları namuslu küfürleri vardı bütün delilerin Beş vakit içiyorlardı küfürleri Tek şekerli ve sütlü olarak hem de Bardaklar sızıntılı çatlak dedik ya Kafalar daha sağlam çatlak demedik daha Deriz Vakit çok Hele birkaç çay daha içmeyelim Dibi delik bardaklardan geçelim Deliler kahvesinde Bi demlenelim zifir renginde şöyle Gül pembeye boyarız dünyayı Gerekirse bizde kanarız ince sızılı Boyanırız duvarlarını kahvenin Delilik parayla değil ya İstemezsek kendimizi de asarız duvara Her gören “deliye bak” desin diye Bin yıl bile öylece kalırız Dipdiri bir inatlıkla Deliler kahvesinde Şuayipodabasi… 12.02.2020/Kepez/Çanakkale |