KURBANDIR KIZLAR!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kadını kadının elinden kurtarmak adama düştü,
Kadın gün yüzüne çıktı adam toprağa düştü!
" ADAK OLUR ENDİKU "
Düşer iki ahu, ölüler diyarına! Düşer ah’ı Gılgamış’ın bağrına Pukku’m, kim seni ölüler diyarından geri getirecek? Mikku’m, kim seni ölüler diyarının “yüzünden” geri getirecek? İşitir Endiku’nun kulakları efendinin sesini bulunur elbet yol tüketme der nefesini... Ey efendim, Niçin ağlar figan eylersin, Yüreğinin yangını yetmedi mi? Gidip ölüler diyarından geri getireceğim Pukku’nu. Diyarın yüzünden kazıyacağım Mikku’nu. El ver gözlerin parlasın, yaşayalım mut’unu... Getirirsen sen de onları geri al benden muştunu! Şimdi ölüler diyarına ineceksen, Diyecek bir çift sözüm var, iyi dinle, Sana nasihat edeceğim, öğüdümü tut! Temiz giysiler giyme, Yoksa ölüler düşman gibi üstüne gelirler; Tastaki iyi yağdan sürünme, kral gibi görünme! Yoksa kokusu onları sana çeker, ecel olurlar. Ölüler diyarında *atış-sopasını fırlatma, Yoksa değneğin değdiği her şey etrafını sarar; Elinde asa tutma, yanar ellerini yakar. Gün ışığından ayrılma, Yoksa gölgeler dört bir yanını kuşatır. Ayağına sandalet giyme, Ölüler diyarında haykırma; Sevgili karını öpme, Sevgili oğlunu öpme, İğrensen de karına vurma, iğrendiğin oğlunu ağır sözle vurma! Yoksa ölüler diyarının “haykırışı" seni yakalar; Haykırış saklı kadın için, orada yatan kişi için, Orada yatan Tanrı Ninazu’nun anası için. Kutsal gövdesini örten giysi olmayan, Kadına ada kendini... Kutsal göğsünü saran örtü olmayan. Kadından iç sütünü... Sakın peşinden sürükleme içindeki Kuzu sürünü... Kurt bakışlı kadın, seni de alır ölüler diyarına Koru yalancıdan özünü Bir daha göremezsin gerçeğin yüzünü. Endiku’da yaramazdı, Tutmadı efendi sözünü... Kadın Tanrıça parçaladı şehvetle özünü! (( Gılgamış yaratılış destanından Endiku ve Efendisi Gılgamış’ın ayrılışı )) Yeniden Uyarlayan; M. C. ( Arkeolog ) *Atış Sopası: Mızrağın Metal Uçsuz halidir. İlk silah sayılır. |