Asudem
Seyyahlar mı geçiyor gönül hanenden?
O yüzden mi sineme aksediyor bölük pörçük hallerin? Bilmiyorum! Med-cezirden geçen köpüklü ölümmüdür çığlığın? Acıdan devler gibi göz göz üstüme gelen... Neden Asudem! Fildişi saltanatın kundaklarında örgütlenmiş kordur ellerin? Niçin? Zihin odalarımda dolaşıyor sokaklarında pusu kurmuş, fikrime yürüyen mavzer... Görmüyor musun? Sipere dizilmiş gövdeye, hüzün doluyor ateşten. Çorak düzlüklere vuruyor yakarışların, ayışığın titreyişine rastlıyorum buğulu gözlerinde... Oyy Asudemm! Tepelerden inen feryadına rast geldiğim, bakışların da acı çeken güneşe değdiğim oluyor bazen. Çile merdivenine tırmanırken sen, yol bulup gözlerinden dökülen yaşlar, Baharın harından,, Hazanın narından,, Sökülüp kan damıtıyor an be an... Gözlerin Asudem! Çocuk, çocuk bakarken masumiyeti resmeyliyor yüreğimde, hani o usul usul yolculuk yapan düşlerin nerede? Nerede ellerine uyanan kızıl seher? Kuru dallara yağan şebnemler, İnceden çiseleyen nağmeler... Oyy Asudem! Nerelidir bu hüzün, , Nerden kondu göğüs kafesine bu sancılar. Bak! Ağarıyor gecenin saçları Asudem. Kızıl yangından ne haber? Ne haber Dizi dizi matemden, Ne haber Asudem, ne haber.... . . Eslem Kartal |