Filistinli bir şair,
"Yitik,yaralı kuşun kanatlarında tüy bitmiyor
Nerden başlasam"
diyor...
Diyor da,ağabey,
şu Güney'in "hümanizme","akılcılığa" değil de,
"kaderciliğe","bilim sevmezliğe" dönük olması
(ki siz bunu çok güzel vurgulamışsınız:"Hem adem'in günehına inandın/Hem de kuzeyli talancının/Yalanlarına")
meselenin çok daha derinlikli olduğunu düşündürmüyor mu?
Neyse..Kuzeyli'nin anlayışını simgelemesi bakımından,
şunu da aktarmalıyım:
Bizim Türklerden biri,Almanya'da,
bir noktada bekçilikle görevliymiş...
Birgün,bir araba,oralardaki bir ahşap yön levhasına çarpmış,kırmış...
Bizim Türk de,oturmuş,o levhayı tamir etmiş,tekrar yerine yerleştirmiş...
Bir süre sonra,bir kaç Alman memur gelmiş,Türk'e,
yaptığı şeyin karşılığı olarak,para vermek istemişler...
Türk,"ben onu vaktim olduğu için yaptım,parayı düşünmedim" demiş...
"Olsun"demiş Almanlar,"sen bir iş yaptın,bu para da onun bedelidir..."
Allah aşkına ağabey,
bunu hangi Güney'de düşünürler,yaparlar!?...
Güney'de varsa yoksa "hazineden geçinmek" düsturu hakimdir her yerinde!...
"Devlet malı deniz,yemeyen domuz" zihniyetini taşımayan az mıdır Güney'de?...
Güneyliler değil mi,bütün "farizaları" yerine getirmelerinin insanca şartlarını sağlayan onca makineye rağmen,Kuzeylilere "kafir" diyenler?...
Ama tabii bu kadar dar bir açıdan bakmıyorum bu "dünya sorununa"...
Böylesine bir sorumluluğu duyup da düşünülmesine sizin gibi bir kafa ve yürek gücü vesile olabilirdi!...
Bir kez daha saygın kişilğinizi hayranlıkla alkışlıyorum...
Yüreğiniz dert görmesin,ağabey...
Sonsuz sevgim ve saygımla...