HAKKINI HELAL ET
Müthiş bir diş sancısıyla uyanmak gibiydi her şey
Çaresizdim, güçsüzdüm, perişandım, sensizdim artık, Hayatın en ağır sillesi suratıma inmişti. Tarifi zor bir yangın, tarifi zor bir acı çökmüştü üstüme Sanki, dökümcüler potalarındaki su gibi akan demir dökmüşlerdi yüreğime O son cümle, ne ses bırakmıştı bende, ne de nefes Kulaklarımdaki sesini siliyordu başımdaki uğultu Hakkını helal et... Gözlerim karardı, silindi dünyamda ne kadar renk varsa Bahtım kadar karanlık bulutlar kapladı göğümü En şiddetli gök gürültüsünü andıran bir hıçkırıkla hâlâ nefes aldığımı hissediyorum Sağanak, sağanak yağan gözyaşları İçimdeki yangını serinletmek yerine daha da harlıyor Bu nasıl bir afet, bi nasıl bir felaket... Kurşundan ağır kelimeleri sürüp dilinin namlusuna Nasılda bosaltıvermisti öyle... Hakkını helal et... İnsan bazen tutunacak bir dal arar O dalın bir saman çöpü olması bile umrunda değildir İşte bana lazım olan o saman çöpünü bile çok görenlerimin Reddedilme korkusu üstüne kurduğum hayat Bu gün bize açılan ayrılık kapısıydı Biz bu kapıdan geçtikten sonra, mahrem bir perde çekildi aramıza Artık ne hayallerimle, ne de düşlerimle o perdeyi geçemezdim Ve ona bir daha, ta ciğerden, yürekten (Ayşe’m) yârim bile diyemezdim... Aşkı sevdayı bildiğini söyleyenler, alışırsın, boş ver diyorlar, Ya onlar aşkı tanımıyorlar, Ya da gerçekten sevmiyorlar, Tohum toprağa düştüğünde, kökünü en derine salar Öylesine sıkı tutunur ki toprağa, sökmek istesen Topraktan parca koparmadan yerinden ayrılmaz Ya aşk yüreğe kök salmışsa, nasıl sökülür? Paramparça etmez mi? Benden koparıp aldığına nasıl alışırım, nasıl? Üç kelime ile bütün noksanlıklarımı nasıl yok sayarım... Ne imiş, Hakkını helal et... Şimdi adına oruçlu dudaklarımın ismini söylerken Nasıl titrediğini herkes görür de, Yüreğimdeki depremden kimsenin haberi olmaz, Bir anne çocuğuna senin adinla seslense İçimde öyle kıyametler kopar, öyle dağlar devrilir ki, O enkazı hangi cümle, hangi kelime anlatır bilmiyorum, İste böyle, yüreğimin sızısı, kara bahtımın alın yazısı Ne sen beni sahiplebildin, ne de ben sana aidiyet hissedebildim, Yine de bütün şiirlerimde seni, senden izinsiz anlatıyorum ya, Şimdi de ben, o üç kelimeyle senden rica ediyorum, Hakkını helal et... |