AltayımSeviyor musun beni.. Niye sustun Göbekli Tepe balçık iken Kurtarmıştım seni dokuz ırmağın buluştuğu yerde Asma Bahçelerindeki sefamızda Yeryüzüne çıkan ilk sıcak suda İlk adımını atarken kalbin Bir sanat doğurmuştun bana Ve bir şekile bıraktırdım ilk yavrusunu Dokuz rüzgarın birleştiği yerde Yâr diye fısıldadım, Tay diye kabul ettin hediyemi Hatun kıldım seni Çöllerde köleliği fısıldadım senin için Tapınsınlar diye gülüyordun yanımda Hoşuna gitmişti oyuncakların Ve sanata, şeytan derken sarhoşgiller İnsanlara seni yazdırıyordum İlk tapınağını da taştan oymuştum İçine de su koymuştum Dokuz ırmağın buluştuğu yerde Son bozkır ateşleri sönmeden Bir gece senin olmuştum. Ulu ağaçlar ormanında Ateşine yorulmadan şekil ver Eski bir ozanın ilk sözüydü Altayların üzerinde rüya gör Karayere sür durduğunda el ver Hep cevap arıyordun İskenderiye kütüphanelerinde Piramitlerde son hikayeleri boyarken Geyik boynuzlarından çağırıyordun beni Sümer tabletlerinde seni… Parçalamak istiyorken barbarlar Sür dedi ozan karayılanla akparsın ortasına Senin için sevdirdim altını,gümüşü... Çekiçle örsün arasında parlattım adını Devamlı değişen ruhuna uydurdum İklim iklim mevsim mevsim senin için ter döktürdüm bak şunlara.. Nasılda çalışıyorlar senin gülümsemen için Yapıyor yaptırıyor hizmetçilerine çadırlarında Oluyor olduruyor şiirlerinde şairler Boyuyor durmadan ressamlar hep senin için Yüksek kulelerinde patlıyor yanardağlar Güneşin doğuşunda güneşin batışında Taştan oyulmuş kafalar Saraylarında sefanı yakalamaya çalışıyor sultanlar Sen birazcık neşelen diye. Sevemem seni Düşünsene bir alyanaklım Bir Tanrı kimi sevebilir! |