Yalnızlık Fırtınası 2 -2020Şiirin hikayesini görmek için tıklayın www.edebiyatdefteri.com/siir/773254/yalnizlik-firtinasi.html
Yalnızlık Fırtınası I-2013. İnsandım, bir zifiri duman sardı çevremi. Bir şimşek düştü gökten, yaktı bütün devremi. İşte yine başladı, düğüm düğüm işkence; Bir yanım var isyankâr, bir yanım var el pençe. Fikirde birlik tilki, kalplerde bir kurt niyet; Kartallar kanatlandı, kan doyurdu hürriyet. Ya İlahi, bir bilsem, insan neyler insana? Hasretim muhabbete, hasretim ilk lisana. Zavallı taş ufalar, ne var düşündüm bunu? Zavallı kum eşeler, bulmak için maymunu. Düşündüm asırlarca, beni yedim bitirdim. Kabir hazinesini, bulduğum gün yitirdim. Çizik çizik mağara, yontulmuş dev kayalar. İnsan ölmek için mi, hep kendini oyalar? Söyle bir, kim yaşıyor içimdeki konakta? Yine bir kan deryası, fikir denen sunakta. Ya ilahi, rahmet et, ser vermem, sır isterim. İnanamam, nedir bu: her anda son gösterim. Uyumuşum kaç asır, uyanmışım yalnızlık. Yalnızlık tezgâhında, düşünmek madrabazlık… Öyle ya; su akıyor, öyle ya; toprak aynı, Her şeyde aynı nizam, ağaçta yaprak aynı… Rüzgârlar başı boş mu, sahi, bu nefes kimin? Ahir zaman yangını; aynası vesvesemin... Yine duyar gibiyim, uyanıyor peygamber! Gümbür gümbür kaynıyor içimdeki semaver. Bozkırlar kıpır kıpır, dağlarda başka şenlik, Toplanmış bütün boylar, kalmamış senlik benlik. Gözümden nur mu aktı, nerden çıktı bu barış? Gönlümün kıblesine, Kâbe’den yok mu varış? İşte yine sarsıldım, sular yutunca suyu. Toprak ana, gök baba, bir hokkabaz kör kuyu. Pençeledim elması, zümrütten köprü kurdum Kendimi tanrı ettim, beni çarmıha vurdum. Niceye ferman verdim, kervan çıkardım sözden. Akıl kendine şaştı, baştan çıktı bu yüzden. Kırk gün kırk gece nikâh kıydılar keşmekeşe. Hüzün vefalı geldi, vefasız gitti neşe. Çıldırma makamında, yâr dedim, beni gözler. Söker kalbimi elbet, bu illetten temizler. Tutar omuzlarımdan seyreder kendisini Gözyaşıma karışır, bulur efendisini. Ya ilahi, hamd olsun, verdiğin her bir şeye, Artık bu nefesimi mahkûm eyle her neye. Aşka benzeyen herkes, duysun hıçkırığımı. Aşık olan ses versin, sarsın can kırığımı. Yeniden dirilt bizi, insan olmayı göster. Bu gönül ne isterse, bilirsin, senden ister. İsteğimi hayreyle, dili terketsin akıl… Şu gönlümü affeyle, korktuğundan emin kıl. *** İnsanım, bir keşmekeş içindeyim ihtiyar. Ne kadar yalancısın, ne kadar da bahtiyar! Ben çıldırma makamı, sen kocaman yalancı, Üç, beş, bin yıllık yalan, çan-ezanın inancı! Yok mu evladiyelik ve ticaret gasp talan Yok mu bu yalanlardan, ibretlik bir ders alan? Papağandan bir alim, dedikodu bir arif. Saygı bekliyor görsen, üç beş arapça tarif. Hurafeden tayyare… Geçim parası vaaz. Gerçeği haykırdın mı, derler sana da papaz. Verirler talkımını, çalarlar salkımını. Tövbe deyip yeniden, yaparlar bakımını. Rengarenk ışıklarla, göz boyarlar mekânda. Yedi göbek boyunca, din satmışlar zamanda.. Böyle desem de küser, kırk yıllık dost- arkadaş. Demesem de aynalar, omzuma koyar bir taş! Çıplak çıktı bir tarih, ayan beyan ortada. Kör kalpler esir olmuş, akıl yatmaz ıskata. Soruyorum bir Tanrı, ganimet ister mi hiç? Bin bahane çıkıyor ağızlardan, bir de linç. Hikmet deyip çocuğu, öldürünce de Hızır; Musa cahil olunca, katil olmuyor hınzır. Bebek iken konuşmuş, bak bak, hele bir bebek... Balina karnında da, kanatlanmış kelebek! Eyvah eyvah efendim, kellem artık koltukta. Koyup da yuvarlarlar, çivili bir sandıkta. Talimat verir erden, soruşturma açtırır. Zindanlardan bir kuyu, beğendirir seçtirir. Bari atamgillere, dokunmasalar artık. Kafir der, evlatlıktan reddettirir bir yırtık. İbrahim gibi yapmam, sırt çevirmem atama. Atam ki, var git defol derse; bakın anama. Onlar hâla inançla, okurlar hep ezberden. Sırtımda taşır isem, hırka istemem şerden! Ey Sultanü’ş Şûara, mezarından bir kalk, gel! Kimi taşlasam bilmem, Keloğlanın başı kel. Ha gayret, ben sen değil, yapan eden tek-bir O. Böyle diyor kimisi, tersten oku: ... mi re do. Daha girdap bitmemiş, aman aman bu sarhoş; Rakı şarap içmez ki, deseler olmuş, ne hoş! Ey kalabalıklar. Ey...! Çıkış bulundu yoldan. Aman ha hak yemeyin, de get sağdan ve soldan... Hadi artık uyanın, dinler koca bir yalan. Varsa da bir o Tanrı... Sıfır nasıl eleman, Yutuyor ne var ise; aşk -meşk ve hayat- memat... Doğruları haykırmak, kimin için bir sanat? Nedir bu işkenceler… Nedir bu vahşi oyun... Kellem size helaldir, lakin eğilmez boyun! Nesildaşım, sen söyle, gel sonsuz türkümüzü... İyi bir seyyâh olsun, terkeden barkımızı. |