Şimdi biraz tenha göründü diye,
Bir pazar günü mü sandın gönlümü?
Davet edilmeden geldin; oturdun.
Yolgeçen hanı mı sandın gönlümü?

Her ne istediysen hemen almışsın.
Elleri ağlatıp kendin gülmüşsün.
Kaç çiçeğe konup konup gelmişsin.
Arı kovanı mı sandın gönlümü?

Umulmadık yerde birden göründün.
Pervane kesildin, döndükçe döndün.
Kapanıp ayağa yüzün’ süründün.
Kâbe’nin yönü mü sandın gönlü mü?

Tadına bakmadan gördüğün’ yiyen,
Yakışmasa da hiç bulduğun’ giyen,
“Her ne olursan ol yine gel” diyen,
Mevlana dini mi sandın gönlümü?

Bir hevestir sevdan çok çabuk geçer.
Fazla kalma bende, olursun naçar.
Rüzgar eken bir gün fırtına biçer.
Hasat zamanı mı sandın gönlümü?

Aşkım alev alev; bak seni yakar.
Solar siyah saçın; olur sanki kar.
Orda oturmanın bir bedeli var.
Bir cami önü mü sandın gönlümü?

Günah benden gitti; alırsın yara.
Bu kez fena olur; düşersin dara.
Kendi isteğinle geldin sen bura.
Her yolun sonu mu sandın gönlümü?