Orion
olur muydu böyle? kurtlar sofrasında kıtmir uykusu,
silahsız ve yüzyıllarca iklimin karanlık şiirselliğiyle görülen rüya değildi basit hırsızların ayak sesleri ve ölümden öncesini düşünüp yaklaştı görünümlerin ağıtlarıyla, umarsız umar bırakmayan öykünmeleriyle canını nasıl yaktı uzayın yarattığı döngü? doğa; orospuların annesiydi en orospusu mekanla birlikte daraldı sözcüklerin hacmi yılgın ağaçlarının dallarına konan kuşların açlığını bahşetti sana ve koparak geldin yaşamın rahminden kırklandığın için hakkındır yargı pekala, olabilirsin sen de cehennemin çocuğu aşıkları dokularından delip oynadığın oyunlarda kazandın masumiyeti kısacık da olsa sürsün rönesansın camda kuruyan buğuyla bitiyor güzelliğin süresi can çekişerek terkediyor izlenimi amonyum sülfatla kutsanan yulafların arasında büyüdü bu toy kuşları ateşte asla dirilmezler öldükleri zamanlar aslında ölümcül olan ve kendini öldüren zamandır ve ölümün; kimi güzelliğin kıyısına getirdiğini bilemezsin tesadüfler muammaların soruluş biçimidir oynama ateşle dalıp dalıp yol çizgileriyle kesilen hislerin var hız, gerçekten kod adı belirsizliğin durdurulmuş zamanların arsenikli sularında çok zaman geçirdim ruhaniliğin duvarlarını çığlıklarıyla tutan yırtıcılarımla eğri büğrü muhayyile kolayca işlenen taşların yontularında barınan sessizlik benim geçmişim orda beni yarattın kafanda için evrenin en zifiriydi kaç tanrısı vardı yazgıyla ödüllenen hızın? ilgilerin üzerinde uçuyordu kanatların biraraya gelişleri tutku bağdaş kurdu ve habersizce çöktü oturdu üzerime çok sustum çok dayandım sonsuzluğa yaklaştım canım yanarak o kadar uzaklaştım senden, en özgün ve ilkel noktalarından zihnimi bozdurup doğanın ederlerine narhlara boyun eğerek bildiklerimi sesten hızlıyım bebekten daha az hacimli ve eskisinden daha da geride izleniminlerinde eli kanlısın sen donukkanlı zamandan muaf kartallarımla geleceğim, yüreğin çırpınacak sesimi sonra işiteceksin ölümden sonra |