ŞivlilikŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu arada şivliliğin ne olduğunu bilmeyenlere bilgi:
Regaib kandili’nin gündüzü şivlilik günüdür. Konyalılar bir kaç gün önceden çocuklara verecekleri hediyeleri, fenerleri alıp hazırlanırlar. Bu günlerde çarşı-pazarda şivlilik alışverişi yapan insanlar görürsünüz hep. Kutlamanın iki aşaması vardır. Birinci aşama bir gün önce akşamleyin fener alayı düzenlenmesi, ertesi günü de şivlilik. Çocuklar akşamleyin ellerinde fenerlerle sokağa çıkarlar. Gruplar halinde gezerler. Ayrıca bazan odukça büyük olan ateşler yakıp üzerinden atlar, çevresinde oynarlar. Ertesi gün ise daha heyecanlıdır. ellerine torbalar alıp gruplar halinde kapı kapı dolaşarak şekerleme, çikolata, kuruyemiş vs toplarlar.
bir hafta önceden bakkallarda ışıldardı
gökkuşağı fenerler. bu sene gofret mi alayım şeker mi? diye sorardı babalar. o gün okul filan olmazdı ne kızamık ne kabakulak hiç biri bizi durduramazdı bir gün öncesi alırdık fenerleri akşamüstü boş arsalarda alevlerdik tekerleri. üstünde şöyle bir atlar, cesareti ruhumuzda yoklardık. sabahın sekizinde heycanlı gözler açılır sırtımıza gocuğumuzu geçirirdik. anne ver bana ordan üç tane poşet biri kuruyemiş meyveye biri çikolata şekere biri biskuvi gofrete tam çıkacakken kapıdan. abi gelelim mi bizde? ulan gelmeseniz benim topladıklarıma ortak olursunuz. haydi düşün önüme.. şurdan çağır Fatih’i Tevfik’i beraber dolaşalım mahallenin sokaklarını beraber arşınlayalım.. hemen ilk komşular yengeler halalar. sonra mahallenin bakkalı dolsun torbalar. bizim mahalle bitince hemen başka mahalleye. açgözlülük deme,çocukluk işte varınca bir apartmanın yanına bakarsın ki tam on katlı açınca kapıyı yüzüne bir sıcaklık belli kaloriferli.. hemen basıp bir zile kapıda bir teyze yüzünde şaşkınlık sanırım yabancı.. ’Şivliliiiiiiiiiiiiiikk’ -şivlilikte nedir? bilmem ki ben. -en iyisi size birer lira vereyim yok teyze istemez paran sende kalsın seneye bir tabak şeker kapında hazır dursun.. anlaşıldı burda bizi pek anlayacak yok zaten dizlerimize kara sular inmiş iki üç kat olsa neyse, on kat çok... ordan çıkınca. köşede üç beş *Doğanlı bakınca gözlerine poşetlerde gözleri başları dumanlı ’Allaahhhhhhhh kaçın oğlum kaçın.’ saatlerdir topladığımız emeği üç kenefe kaptırmayalım erkekliğin yüzde birini burada ispatlamayalım.. nefes nefese koşunca üçyüz beşyüz metre baktık ki geriye ardımızda kimse kalmamış oturunca dibimizde ki kaldırım üzerine duyduk ki kalbimizde sukunetten eser kalmamış.. yeter dedik bu kadar Allah gözümüzü doyursun hadi gidelim evimize anamız karnımızı doyursun... üç ayrı poşet üç ayrı zulaya saklanırdı bir hafta şivliliğin tadı damaklarımızda yankılanırdı.. dedem bana anlatmıştı ben de size anlattım cömertliğin simgesini bir kez daha yaşattım... *Doğanlı/Doğanlar Mahallesi: Konya’nın Karatay ilçesinde bulunan belalı bir mahalle ve orada yaşayan sakinlere verilen ad. Konya 17 Ocak 2008 |
Memur çocuğu olunca böyle oluyor.Ama benim çocuklarımda yaşadı bir kaç kez dede evinde,onlar içinde mumlar yanan fenerler almıştım..
Artık az olsa da yine var.Doğanlarda eskisi kadar tehlikeli değil,ama hala ordalar...
Slm ve dua ile..ESRA