SON KURŞUN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sözcükleri başa sar lütfen, tek ithamda bulunmadan ve soyutlandığımı da görmezden gel: minnet etmediğim beşeri özelliklerime dokunmadan da kimseler, kimsesizliğimi asla dillendirme. Bırak ben resmedeyim günümüm özründe saklı olan her bulutu. Karamel renginde, tadında: Aşkın dokunulmazlığında Kiremit rengi bir öykü dillendiriyorum Başı olmayan masalın hicap yüklü bekleyişinde Yüreği körükleyen her duyguyu, mezar bildiğim Yafta tasıma aktarıyorum Üstüme atılan her okta saklı kaygıların, Korkusuzca sevebileceğim yarınların Düşünü kuruyorum tıpkı tıpkı Yüklendiğim nice yeis Bakir ovaların da gelinciği iken içimdeki reis. Sanma da sakın kırılganlığıma denk düşen Her sözünde söylenmeyen yalanların İzini sürüyorum: Sanma ve aldanma pembe düşlerime. Göğün kanatlarına diktiğim İpek beyaz mendilin de saklı tuttuğum Ümitlere açtığı kucağı Varsın görme zamanından önce. Yeteni değil yetmeyeni diliyorum Tıpkı göğün kasnağına hükmeden mazi gibi Belleğimde hapsolan acının bedellerini Sunuyorum taziyelerini sunduğum Her ölü günün kırıntısını salıyorum yarınlara. Minvalim, ah, minvalim: Keten elbiseli o şirin kız çocuğuna özlemim Dikili ne taşım ne ağacım saklı cihanda Görünmezliğin mucidi Şunca kelamda saklandığıma da şahittir martılar Tıpkı öncemde uçuşan saçlarıma Konan kelebeklerden kıskandığım tek günü Nasıl oluyor da nasip etmedi bana Yaratan? Öyle ya, Öykündüğüm sadece bir gün. Ne gam, dediğini duyar gibiyim İçimin algılarında tutuşan hüzün varsa yoksa Başmisafiri ömrün: Yeknesak vuruşlarında saatin Ölümsüzlüğe direnen üç beş şiir gibi Kalacak olan neyim var ki geride? Tefe tutulan fıtratım Sözüm ona hayatın sefasını sürecek son insandım: Ya, ilkim? İlki olmayan bir mevsimsem eğer, Yetmedi mi sahiplenmediklerim? Yerin göğün katlarında Maliki olduğum nice hayta dokunuş Varlığıma delalet de sanma içimdeki serzeniş: Elbet kendime: Boyunduruğunda yüce Rabbimin, Şükürler olsun ki muhtaç değilim kimselere. Vebali de boynuma Göremediğim ne ise İrkildiğim hayat treninde Kaçak bir yolcu bile değilim Ve ellerimde yetim düşlerim: Kibirli değilim lakin vakur, metin ve bitkin Göğe de damgasını vuran her renkte Kefilim içimdeki beyaz kehanete. Ölümden gayri yoktur varacağım Önceme binaen Umut mu yoksa hala saklı son çağrısı Kâinatın? Top tüfek donanmadım ben: Hüzne serdim umudu Edalı bir tasvir Yarının mutunda koyuldum madem bir kez yola Sadık kaldığım kadar dünüme, değerlerime Son kurşun hala cebimde saklı Bitimsiz niyazımda dönendiğim o kısır döngü Yarattığım hayal kırıklığı için Özürlerime de nail olsun evren Ne serçeyim ne kumru Kartal bakışıyla mavinin uçabildiğim kadar Yetişmekse ufka İçimde kalan tek utku yakalamak Kayıp ve kaçkın ruhumu. |
"Ne serçeyim ne kumru
Kartal bakışıyla mavinin uçabildiğim kadar
Yetişmekse ufka
İçimde kalan tek utku yakalamak
Kayıp ve kaçkın ruhumu."
Kaleminiz kavi olsun, ömrünüze bereket. Saygılarımla.