Güle Methiye
Mahcemali gonca güldür, endamıysa nazlı lale,
Gâh açılır gâh süzülür, döner durur halden hale. Huzur veren varlığıyla, ab-ı hayat sohbetiyle, Muştu sunar gönüllere, gam-tasayı almaz kale. Neşe saçan gülüşüyle, görenleri hayran eyler, Şenlendirir bağ-bahçeyi, âşıklara seyran eyler. Bülbüllerin yüreğine sevdalığı düşürür de, Vuslatının hasretiyle, gözü yaşlı giryan eyler. Seher vakti tan yıldızı, onu görmek için doğar, Elinde gün feneriyle, köşe bucak arar sorar. Uyanır da bad-ı saba, daha önce bulmak için, Bir çiçekten diğerine, koşup durur apar topar. Meftun olmuş mecnununu, yaktığını bile bile, Kahverengi gözleriyle bakar durur hülya ile. Al yanakta gamzeleri, arz-ı endam eyledikçe, Bir busecik kondurmaya, heveslenir yeller bile. Gerdanında nakış nakış benler vardır, aşikâre, Güneş vurur üzerine, yansır ışık hare hare. Kumral sarı saçlarını salıverir omuzlara, Kara sevda hançeriyle, sinelerde açar yâre. Tezhip eden sanatını gül yüzünde ayan etmiş, Güzellikten anlayanın takdirine şayan etmiş. Yanı sıra faziletin kemaline erdirmiş de, Halisi’nin şiiriyle tüm âleme beyan etmiş. |
Selamlar saygılar hocam..