En fazla sen gibi, en az sensizlik kadar...
/... Ey Hayat
Bütün öfkem sana bilesin! Bu damarı çatlayan ar senin Günahını benim kanımda arama!... / En fazla sen gibi, en az sen kadar bu ömrüm Adadığım adaklar dünlere, Yarın, gözlerine yazılmış güzel bir şarkı gibi Sensiz dinlersem, bil ki gözlerini unutmadım... Ne çok direndim oysa, Cevabını bilmek, sorunun can yakıcı ağırlığını hafifletmiyormuş Zaman sadece bir süs kolumda, Tut ki gece yorulsa, düşürse ruhumu bir yıldız kayarken Sen mi kaybolursun ben mi? Söyleme! Volta atıyorum, içimdeki virajlarında Sadece bir an körkütük sarhoş olsam kederinle Kontrolden çıkar gözyaşlarım, sende paramparça olurum Tutuyorum tüm yolları, Gelmiyorsun.. Gitmiyorum.. Varlığına deliyken Yokluğuna delir(e)memek Susuzluktan dudakları çatlamış bir ağıt gibi yakıyor beynimi. Tut ki, alev alsa senli bildiklerim Sen mi kül olursun ben mi? Özlem sadece bir kelime, Adının yanında devrik bir cümleye dönüşen! De ki özleme, özlemek haram Aslı yok, gördüğü rüyanın hükmü yok, Hadi boşa tek celsede senimi benden! Hangi bakışa dokundun da Gülüşünü saklamadın bana? Benimdi sandım, kadife bir uykuda büyütürken huzurumu, Sanmalarım hangi yabancı söze vuruldu böylesine? En fazla sensiz gibi, en az sensizlik kadar bu ömrüm Küf kokuyor caddeler, virajlarında boğuluyorum. Ağıtlar kendi kendini yakıyor! Kırılıp dökülüyorum, yavaş yavaş Toplama! Parmağımı basıyorum acımın en kanayan yerine Öfkem alnının ortasından vuruyor hayatı, Avuçlarımdan düşüyor yüreğin... Şimdi sen mi kanıyorsun ben mi? /.. Ey Hayat! Oluk oluk kanatsan da ömrümü Varlığın, burnumda ince bir sızıdan ibaret.../ ASKOZLEM Fasl-ı Mai’08 |