Beğenmeyin gerek yok
Özlem havası döşeniyordu üzerime ağırlığınca
Kaldırım köşelerinde bekliyordu yalnızlık hep aynı saatlerde gece yarısı Kaderimde bir dilim ekmeği bulamayan sokak kedisi şansı Hukuka aykırımıydı ölesiye sevmek Ya da rüyalarda tenine değmek Suç hazır korkum günahında Karalandım ve damgalandım her defasında Sonra fırlattım kenara hayatın yasaklarını ve tüzüğünü Kalbim eskiciden çamaşır mandalıyla değişeceklerim arasında Dağıttım ihtiyacı olana baharı siyaha boyandı gökyüzü Rengarenk açılmayacak akşamsefaları Semadan cımbızla kopardım ayı ve yıldızları Mehtaba tebliğ ettim görevinden sürgününü Sabahlara kadar tüten hasret çekistirirdi saç diplerimden Herşey okunurdu bir çırpıda görebilseydin gözlerimden Sözleştik yalnızlıkla kesinleşen düğün gününü Kestiler bilezikleri kolumdan çıkardılar yüzüğünü Kuşağı sararken nazikçe beyaz kefenimin üzerinden Çaresizlik dökülüyordu acıyla kanlanmış göz bebeğimden Binlerce karınca ayaklarıyla tırmalıyordu yüzümü Ressamlar çiziyordu sanki suretimi keskin fırçasıyla Yada bir gassal yıkıyordu cesedimi çabut parçasıyla Sonuna kadar açıktı gözlerim nöbetteydi kirpiklerim Fondöten kapatırmıydı kara yazımın dikiş izlerini Silinirmiydi simsiyah kalemin pervasız kömürü On santim yaralayan beşini geri çekince affediliyormuydu Kelimeler manasız cümleler boşuna ve gitmiyordu hoşuma Alışamadım nesli tükenmek bilmeyen timsahların gözyaşına Beni öldürüp neden gelirsinizki mezarımın başına Bu kadar hırsızlığa heralde haklı ve aklı olan dayanamazdı Delirdimde katlandım güneşin pencerede birdaha doğmayışına Kimseyi istemem bayramlarda yaradanlayım bir başıma Kim inanırdı gözümün önünde bir gün babam ölecekmiş Yaşama sevincimle birlikte toprağa gömülecekmiş Alabora gemimi izledim ertesi sabah tufanın kıyısından İnsanlar insanlıktan çıkıyordu okuduğu Fatiha arkasından ... ... |