Gelincik bakışlı çocuk
Gelincik bakışlı çocuk
barutun kokusu bölüyor karanlığın uykusunu ölüm, çançiçekleri ardında bırakılan tek miras kutsalıma dönmüş silahların gölgesinde bilmezler ki sayısız kuyularda sayısız Yusuf’lar var sığınağında güneşi gizleyen gelincik bakışlım kırılgan yüreğin şimdi un ufak yağmurlarla çoğalmalıydı her bir düşün duaya açılan minik ellerin olmalı perdeleri yırtılmış odanda kapıda umut yüklü süvarilerin olmalı gözyaşlarından yoksun resimlerinin yanında ibrişim yelkenli beyaz gemilerin olmalı süzülmeli kirpiklerinden kötü her ne varsa yasemen kokulu mevsimlerin şekere bulanmış bayramların olmalı senin büyümeli çocuk düşlerin büyümeli uçurtmanın ipini korkusuzca savuracak rüzgarın olmalı kumdan kaleleriydi yerle bir edilen köpükten hayalleriydi elinden kayıp giden çocuk kalbine sorgusuz dökülen kurşunların hesabı olmalı o vakit dudaklara dokunur gülümsemeler yeniden Vildan Poyraz Coşkun 16.11.2014 |