Yok Çiçeği
yalnızlığımı giyindim sonra
en bakir halindeyken su, günü giyindim... güneşi soyunurken dinledim rüzgârın şarkısını menekşeleri suladım sonra gözlerim morunuza takılı kaldı ,gözbebeklerimde sallandırdım zaman oyuncağını dilsizdim yoktu tanrım ben ! En çok sana inandım.... yokoluş düşlerini rafa yerleştirdim sonra ütülü çamaşırların yanına bir kahve içtim sıcak! ellerin uzandı,ellerim boyunca kimseyi sevememiştim seni de sevmeyecektim ! zamanın tik takları arasında boşaldı zemberek... oyun bitti ! Soğudu kahve! Ellerin ellerim boyunca soğudu yitik bir nehre sevdalanmıştım ! Onu hatırladım sonra Su yeşilinde yavru balıklar kıyısında salkım söğütlerin sallanışını hatırladım ! Zaman durmuyordu ! Ölmüyordu zaman ! Hatıra fotoğraflardaki kendimi tanıyamadım ! Parkamı biri asmıştı oraya Gölgemin yerinde bir boşluk duruyordu Savaşmak zordu ! Sevişmek meşakkatli ! Duruyorduk.... Öylece duruyor ! Ateş etsindi birileri... Belki o zaman yeşerirdi içimde kuruyan ağaç Ağacın gözleriyle bakabilirdim dünyaya ! Kirazlarım olurdu benim de kimbilir Bahar dalıma konduğunda ! Hiçbir gün tamamlanamıyordu ben’e ! Hiçbir tanrı dinlemiyordu yalancı şarkımı ! Sevda sözlerinin t/uzak olduğunu sonradan öğrendim ! Ben ve kendim ve sen ve biz ! dediklerimiz yanılsamalardan düşüyordu....düşler vardı....içi boşluk ! ölmeye ramak ninniler doğuruyordu iç sesimizin annesi Söylemeye dilim varmıyordu gerçeği ! Yoktuk biz ! Yok çiçeği... burnumuzda tüten anı fotoğraflardaydı suretlerimiz ki biz ! Daha fazlası değildik Ne siyah,ne beyazken düşlerimiz ! Biz yoksesiydik beşiklerin düşündeki ninni .... gözlerinizde uykusadığınız, kutsadığınız ! Yoksaydığınız !... Masaldık belki de Hiç kimse hatırlamayacak bizi Unutulacaktık öylesine... 26 Aralık 2016 |
Zihnin koridorlarını darlayan ziyanları sınır dışı etmek
Sabrın özerkliğinden iste o zaman yaşam arşivinin kilidi açılır usulca.
Unutmanın bileğini büktü şiir
Bahçe tarafından 12/29/2019 6:18:47 PM zamanında düzenlenmiştir.