İÇ ACI...Nihavent makamında bir ölüm diliyorum; Aşkın da başucunda bir sancı Bir tebessüm dillenirken Sözcük karşıtı sessizlik ölümün Sönmeyen feri. Atkuyruğu tüm acılar: Annem ördü ve ütüledi saçlarımı elbet Başı b/ağlanmamış mevsimin de özrü Kuytularda bir tarla kuşu; Alımlı göğün son neferi Mağlup gelmenin bedelinden sızan Sonatı hazanın Tüm hüznün de bedeli. Bedeni yurtsuz bir acı benimki Sevdalı bir seyyah düş gücüne hürmeten Tasdiklediğim ne varsa Kayıtlı olmadığım evren. Hacmi yoksa mağdur düşlerin Yere göğe bin bir yeis ile sığamadığım Metruk bir yabancıyım: İzdivacına da talibim öfkenin Az evvel susmuş sazlar Ne gerek yalana demenin de meali. İç acıları ruhun Kayıp dördüncü eklemi karenin: Vasat bir açı ise izlenimim Sancılı vaveylada mı saklı hezimetim? Tutuştuğu kadar yaşın Kuru ve dar ağızlı bir saksının Kurumuş dalıyım madem Kuruntularla geçen ömre binaen Ölümü dillendiren bir karekök B/ölündüğüm kadar kuru köklerime Soytarı bir zafere gebe toprağın itme gücü Fışkırdığım kadar yüzeyden Fırsatını bilip de firar ettiğim bedenden. Nifak sokulası düşler ayrıntıları ihlal eder de eder Genelin iz düşümü yani şu soluk resim? Kayıp bir mizansen Kükreyen satırlara yatırdığım kadar şiirleri Gönül gözünden mi ibaretti bunca hüzün? Varlığa atıfta bulunan bir Anka kuşu Misafiri olduğum beldelerin de iz düşümü Gidip gelen aklın sönük zaferi belki de edindiği mertebe İç bayıltıcı imlerle sözleşen bir armoni Bağımlısı olduğu kadar acının Noktalamakla iştigal her hüzün Kaybolduğuma dair de bir rivayet Sessizliğin saf tuttuğu her hecede Yanılsamalardan ibaret tüm öykündüğüm. |
Sonsuz sevgimle...