Hiç Doğmamış Çocuğa Ninniler
Ne komik ne acı hayatlarımız!.
T/uzaklardan ıslık çalar kem gözlere düşer Yalnızlığımız ’Ninni bebek, Uyusun da büyüsün.....’ Kaybolan gençliğin ardından savrulan kahkahada gizlenir Hayatın acı gülümsemesi Hayat mayhoş bir elma tadıdır, damağımızdaki Kekremsi kokular doldurur İçimizdeki kının hançerini Doğurulmayı bekleyenler girer Sıraya tek tek Ruh kendini bırakır boşluğa o mavi bahçelerin Yalnız,saf ,beyaz ışıltısın/d/a … Karanlık esaretinden kurtulur ahenk dize gelir, dilsizliğinin sofrasında Renk verilecek ruhların akıntısıdır sızısıdır işgalci yakamoz... Akacak yıldız.. Senindir Ölüp, öpüp dirileceksindir sonrasında... Her şair her şiir kendi adlarını,adını andığında İttirsen açılacaktır sanki o kapı Beyaz, doğacaktır boşluğa , Toprakta yediveren güller, Ve atların yelelerinde yitirilen O deli rüzgar esintisi, arka bahçedeki giz Doğurulmayı bekleyen çocuk ve kız Hepsi aklındadır aslında... Bekleyeceklerdir Başka mavilerde,başkaları. Sayhasız bitecek hayat, bekleyecektir, eninde, sonunda.. Yanlış zamanların, yanlış saatlerde/n okunduğu bildik zamanlardan gelecektir tanrı Yitirdiklerim,yitirdikleriniz ve yanağımdaki iz hayatın ninnisi dudaklarımda tufanda sığındığımız devasa ağaç kovuğu ninnisiz… dinecektir o yağmurda Hatıralar Beyaz zambaklar Yüzümüzde izi kalmış sağanaklar Hepsi hepsi aklımda,aklınızda… geçmiş saklanmak ister Düşmek ister Gözlerin boşluğuna... Oysa gözlerin bazısı yeşil bazısı mavi.. Kör olmuştuk hani.. Hepsi sahici. Kuşlar gibi Gerçek yalanlar gibi… Kuşlar durmadan ötüyorlar herkese, her şeye inat Gülümseten esrik bir şarkı fısıldıyor kendini, gammazlıyor umudu kulaklarıma... Kulaklarımda bir eski zaman hikayesi Taş yollar Bir başına söylenilen türküler Bir korkuluk gibi martıları kovalayan Şair. Hepsi hepsi hatırımda,aklımda… Gölge yiterken öğle sıcağında Tabanca şakağında Tetikte! tetikte zaman Suçlusun Ardına saklanacağın kendi gölgen bile yokken o beyaz soğukta Ne gecenin karanlığı bekler seni, Ne de gündüzün can alıcı sıcak salıncağı Ne yanılsama, ne bir yankı çınarlarda Gölgesi sessiz, isimsiz, ıssız çığlıkta... Ne ağıtlar yakılır, ne yas tutulur Geride bıraktıkların adına… Ne de çınlar sesin hayatın taş basamaklarında... Sadece üşürsün Gölgene bile sarılamadan yürürsün kuğulu parklarda. Bir örtü olmalıydı ama yoktu Üşüyecekti hayat bile zamanın kıyısında yalnızlık koyacaktım geçmişin adını Keşke bir kadın öperek uyandırsaydı seni Rüya/kabus sanılan gerçekten kurtulup Hayalini kurduğun çocuk bahçelerinin salıncaklarında sallansaydık birlikte belki de ilk kez ya da yeniden... Ama bu sefer yenilmeden Sırtımıza dokunan çimenlerin dokunuşuyla kendimize gelseydik gebe, Ölseydik ya da doğursaydık kendimizi kendimizden... Unutsaydık... Yeni doğmuş gibi, Kefeni yırtmış gibi, Aşkı anlamış gibi Kargalarla birlikte, Gülseydik Gülüverseydik keşke.... (Bu şiir benim için...Kendime..İlk armağanım olsun...) (28-5-2008--------5-01-2009) . Gülgün Aydın |
Kimse anlamasın diye mi bilmiyorum,ama şunu biliyorum.Bu şiiri size yaşatan şartların şahısların tümünü affettiğinizi.Nereden mi.Sonradan olanlardan.Yani geçtiğim şiirlerden. Ağır ve kangren bir hayatı tertemiz bir yaşama çevirdiğiniz gün olmuş bu gün ve hayırlı da olmuş sanki.
Hayır bu şiir sizin değil.Talihinden habersiz tüm talihsizlerin şiiri olmuş. Size artık tesiri yok.Hatta her gördüğünüzde Bu damı şiir bunu niye yazmışım ki diyor olabilirsiniz. Demeyin. Bizim çöp saydıklarımız başkalarının rızkı olur bilmeyiz.Bilemeyiz :)
Sevgi ve Selam.