Köksüz Ağaç
Uzaktan özgür gözüken, karın tokluğuna arza kelepçeli kuşlar gibiyim
Ötüşmelerim ahenk yaysa da etrafa Afetlere kanat çırpmaktan yorulmuş gibiyim Dans ediyor gibi gözüküyorum ufuktan Her dokunuşum kaygılı bir kavganın aynası Yaylaların sahili olur mu hiç? Evet soruyorum, ne kadar acınası İlahi bir ışık vursa da gönlüme Bu nasıl bir beyin bilmiyorum Temsil ediyor bilhassa vuruyor öldürüyor beni Her sesin, her aklın mahlası Uyursun bir gece ya da öyle zannedersin Sesin çıkmaz göz perdelerin de oynamaz ya Nefes almaktan başka her bahşedilenden aciz kalırsın Ve tekrar, tekrar sorgulamazsın, tek çarenin çaresizliğin olduğunu Acizlik senin ile her yolda her asfaltta yürüyor Attığın adım oluyor yahut ayakkabına giren bir taş Yürürken yuttuğun bir toz, bir sinek Acizlik yürüyor seninle Ama susturuyor acizane bedenin Ve afetlerin eşlik ediyor, iptilaların, kederin Ufak ve iki tane pencereden görünüyor fikirlerin Bir çiviyi, mermiyi, demiri arıyor mütehammil kefenin Konuşulan her harf, edilen her yolculuk Haddini aşmaya hicab olmayan her düşüncen Seninle yürüyor onlar da Gülsüz dikenler ile bezenmiş buzlu asfaltta Yolun sonuna ne demeli? Üşüyor tek tek, düşüyor afetlerin Sebat eden bir tek acizlik , hiç bırakmıyor seni Çıktığın bu asaletli(!) yolda O kadar acizsin ki meziyet zannediyorsun acizliği Korkuyorum kendimden, dönüşebileceğim bin türlü halden Aç değiliz ya dostuz tabii hep bir elden Çıkarlar çatışmadıkça, karnın pek olunca Üst mertebe eylenir cirit atar nefslerin tatlı naçizliği Sık ulan sık diye son verdi hayatına bir köylü Ne düşündü, ne yaşadı, ne için bitti ömrü? Zihinler aşılmaz, derine inilmez hatta kazma dahi vurulmaz duvarlar ile örülü Kısa uzun neşeli hüzünlü sancılı ve boş duvarlar Birbirine benzemeyen, eşsiz duvarlar Tetiğe basan da eşsizdi, kimseye benzemezdi onun yüzü Keramet olsa idi simada, her bakışında oynardı kumarlar Çocuklar bağırıyor sevinçten ve korkudan Nedir onları güldüren ve korkutan İnanmıyorum hayvanların acı çektiğine Bize veriyor karşılığını her zerrenin, Yaratan Ah gönlüm, benim uslu düşüncelerim Kendimi kanıtlamak için mi yazıyorum bu mısraları? İlahi aşktan mahrum kalmak için mi düşünüyorum Yoksa bana bunları yaptıran şeytan mı? Acizliğin peşine takıldığı adamdan bahis ettik O adam da ben miyim, gözleri duymayan İşitmeyen ve idrak etmeyen Eğer ki 10 yaşında girseydim hayat mücadelesine Dertler sıkıntılar gelseydi üstüme üstüme Kafayı göğe bakma niyetiyle kaldırmak da neyime Olsaydım işte böyle bir insan Zihnim tok olsaydı kuş sofrasından kalkmış martı gibi Sert olsaydı tek penceresi olsaydı Kimin gelirdi aklına kendini dahi eleştirmek Yukarıda dallar yapraklar karıncalar birbirleriyle uyum içinde Ama toprağın altında bir kök olmasaydı Ağaç da çölün ortasında olsaydı Fakat ben bunları bilmeden karınca olsaydım o ağaçta Bir yapraktan bir yaprağa... Dünyamın dışına çıkmasaydım, Çok daha eşsiz olurdum En azından öyle bilirdim. |
Çocuklar bağırıyor sevinçten ve korkudan
Nedir onları güldüren ve korkutan
İnanmıyorum hayvanların acı çektiğine
Bize veriyor karşılığını her zerrenin, Yaratan
Güzel bir şiirdi. Beğeniyle okudum. Şairimi KUTLUYORUM...