YANDIĞIM KADAR MEVLA'MA DAHA DA YAKINŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Cümleyi nereye kuralım, sokaklar hayli eski, Yenisi fazla evlerin odalarından geçtim, cümle Kapıları bile yok! Balkonu kursak da önce Yükseğe çıkarsak cümleyi, temiz bir dize Çıkmaz ya kirli cümleden…’’ (Alıntı) Sözcükler alıntı, azizim Duyguların sönmeyen feri sanma ki çalıntı: Mintanı kirli duvarlara sökün etti gözyaşlarım Lenduha enkazda kaygılı gölgeler: Sükûnu ve izleği delen şehla gözlerin Ölümün, Pekişen bir cesaretle Giyindim ben çelik yeleğimi Ki… Dokunulmazlığım kalksın hani satırlardan Yakamoza takılı aklı güneşin de sonlansın Mahir bir imgeyi de baş tacı bildiğim Her karanlık kuytuda Mehtabın ayrıcalığına vakıf Gözyaşımla Anlasın hani tüm cihan içimdeki cenneti. Ne kâfir d/okunuşları sözcüklerin Ne elası gözlerimin Kayrasında ömrün, Gelip geçen günü bile özlediğim Bil ki yalan: Sefasını sürdüğüm bunca nöbetin Neferiyim işin aslı: Kalan aklımda saklı bil ki Yüreğin bitmeyen aşkı. İllet bir yemin etti kindar iblis: Duvağı kanlıymış içimdeki ölü gelinin: Bir manifesto ya da Kibirli bir sitayiş Sanma ki elimin kiri bulaşan hepten Beyaz cepkeninde seferi gönlümün Nice sökük yamadığım elimdeki kefen. Bir dürtü ya da mavisi göğün; Bir sarkaç belki de gidip gelen önünde gözlerimin: Sevdalı yürekte saklı madem ölümlü izdivaç Sonlandığım mı yalan yoksa Güzergâhında bunca elemin Varlığım fazla geldi belki de İçinde ihtiras ve yaralı şafak saklı zalimin: Yazmaya namzet elemin de dibine çöktü tortu: Varyemez imgelerden firar eden hüsran: Bağdaş kurduğum en devasa eksen Yalıtıldığıma binaen Sevip de sevilmeye duyduğum özlem. Karıncalanan ayakları şiirin: Bir hutbe tadında belki de içimdeki hevesin: Sancağıma düşen gölgeyi de görmezden Geldim nihayetinde, Cümle başlarında saklı engin yüreğim Solan günden de kalmadı ümidim Oysaki dünyayı son kurtaracak iklimdim. Kürediğim her gün; Saldığım umut ve yürekten yemin: Kabzasında nice çentik matemin; Ayracı işte bunca azap Sökmekle dikmek arasında gidip geldiğim Bulutun da nazenin yokuşu Kayıp gideceğim nihayetinde ellerinden şiirin: Bir batında sevdiğim nice insan; Köreldiğim de gün gibi aşikâr Ne zamanki yüreklere dokunsam. O nazenin yokuş hani devrildiğim Belki de beylik bir naz ve niyaz Fukara gönlüme nasıl sığıyorsa bunca sevda Ve nice imtiyaz. Şahtım şahbaz oldum yazıp eridikçe: Gönül hülyalı Bolca da efkârı kazılı satırlara Andığım kadar mutluyum mazideki neşemi: Basit bir çığlık değil benimki; Kimse de görmez hani bitimsiz hazanımı Ağladığım görülmezse ne gam! Ayazda yanan kalemle hemhal… Derviş gibi salınırım evrende: Bir mahzun yürek eşlik eder içimdeki hamda: Lal gölgem; Kozamsa sandukam: Dirayetim sınandıkça taşarım kalıbımdan: Nüfuz ettiğim kadar aşka ve hazana: Tebessümler saklı çakramda Görünmezliğin nazarında bir kor satırım Yandığım kadar Mevla’ma daha da yakın… |
Karıncalanan ayakları şiirin:
Kabzasında nice çentik matemin;Harikaydı
Masum ve güzel çocuğu İçin deki kimse öldüremesin
GÜNAYDIN