GÖLGEBir gölgem olmadı, ardımda duran. Altına girdiğim gölgeli bir ağacım. Yaz serinliğim konakladığım bir yerde. Karanlığın özünden, firar etmiş ışık yok mu? Güneşe akın edenlerin güneşi, Yoktu aslında, hasretleri hep ondandı, Karanlığı yıkmak gibi dertleri vardı, Güneşleri vardı, ışıkları yoktu aslında, Gölge dediğimiz şey Güneşin armağanı. Yanan bir ağacın, ardındaki iç huzuru. Güneş tepemde diye avunup gölgelenme. Işıklanmayan insanın gölgesi olur mu? Gölgenin koyuluğu, güneşin hüneri. Kahve telvesi koyuluğunda keyifli. Bir gölgem olmadı diye dertlenme. Güneşe dön sırtını, önüne bak anlarsın. Önüne düşmemişse gölgen, suç sende. Güneşe selam vermemişsindir, kış günü. Karanlığa sevinenlerin, koluna girmişsindir. Güneşte ikamet eden, komünist kızmıştır. Sana gölge yok mu desem yönün yok. Bu güne selam gönderen dünün yok. Güneş hiçbir gün ihmal etmedi mesaisini. Sen fırıldaksın ne arkan ne önün yok. Gölgesi koyu olan iyi adamlarındır Güneş. Sırtta kahpe bıçak değil dost elidir Güneş. Sevilecek şeyin zaptını niye ister ki insan. Gölgeye küsüp ölmez mi zapt olan Güneş. Gölgesini sevgisini aldığın Güneşe el et. Aydınlığın çoğalsın, her sabah yeni bir günde. Güneşi küstürenler, abat olamadılar hiç. Kalıntıları bile kalmadı, geçip giden dünde. Bir gölgem bile olmadı, ardımda duran. Kimdi Güneşe el ederken beni vuran? Şuayipodabaşı… 28.03.2019/Kepez/Çanakkale |