yoksun ya...öncesi aşktı sınırlarımın sonrası sen sendin ölüme nikahlı sınırsızlığım… yoksul bakışlarını sevmiştim devrimlerinin ağladıkça kirpiklenen, dağladıkça yeşeren türkülerini kıblesini yadırgayan eksik bir maviydi adımlarım yutkunsam da öksüremediğim hayattı kaldırımlarım gözdağlarıma yüklediğim göçebe bir buluttu sevdam ağladıkça içime, dağladıkça göğsüme gelinciklenen en çok, en çok kerpiç bakışlı duvarlarını, bacasız da olsa sıcağını sevmiştim yüreğinin söyle hangi diyar eldesin, hangi cennetin dibindesin söyle seni yaşayamadan ölmenin dini, dili var mıdır varsa söyle, söyle sen ölümün hangi yanısın toprağına kırağı düşmüş geceme ekilmiş bir mayın, pimi çekilmiş bir düştün belki de yoksun ya, obruklaştıkça yokluğun içime ciğerime çektiğim her kırık nefesi ihanet sayarım ömrüme yoksun ya, içim içime ağladıkça bir sen daha soldukça yabanıma, bin ben daha ölüyor dağlarım da… ilhanaşıcıkasımikibinondokuz |