BERCESTEMNasıl başarıyor ellerin Onca mesafeye rağmen gönlüme değmeyi ? Sen hangi rüyadan kanatlanıp kondun gerçeklere ? Neden bu kadar güzelsin berceste ? Ah sevdiğim , ah ömrümün en güzel dizesi... Senin adın ... Senin adın benimle anılmalı Sen bilmemelisin gitmenin korkunç sancılarını Adını bana bağışla berceste Adın benimle yaşamalı , Benim dudaklarıma kazınmalı . Bir yol bulsam her adımı sana kavuşan , İnce narin parmaklarına esir düşse gözlerim , Sıcacık tebessümler konsa yine dudaklarına , Şiir okur gibi dinlesem... Dinlesem susuşlarını. Sana gelsem , sana yorgunluklarımı döksem Berceste ... Sevdiğim... Beni sevmek için dahi incinme sen Sen gül, gül yeter . Gün düşerken karanlıkların kucağına Evrene son kez bakar gibi sıcacık renkler saçarken Ve rüzgar kendini göstermek için dağıtırken ağaçların saçlarını Ben bir hükümdarım kaldırım taşlarında ! Ben en zenginiyim şu kainatın ; Sen varken solumda ... Sen varken berceste , her şeyim tastamam Her şey adın gibi , her şey gözlerin gibi ... Sen yanımda ol yeter . İtiraflarımda olmalı elbette , sana kırgınlıklarım da Ne mümkün sana kırılmak o gözlerin varken Nasıl hüküm sürer öfke benliğime , sana bakarken Sana bakmak derken dahi titriyor ellerim , Beni affet, doyasıya bakamam güzel yüzüne Beni affet , şairliğim dilini yutar seni hissedince Berceste... Nadide çiçeğim ... Ömrüne beni de kat yeter . Şimdi karşılıklı birer çay içeriz , Hayal sanma sakın ! Sen bu evde hayal değilsin , Bu ev sensin Berceste . Bu ev sensin . Öyle doluyum seninle , öyle seninle nefesleniyor içim ... İçim ... Berceste’m içim... Dökülmüyor öyle sayfalara , dillere sürülmüyor bu sevda Yakışmıyor hiçbir betimleme saçlarına , kaşlarına , adına... Şimdi fısıldarım usulca , Başka türlü beceremiyorum anla , Yazmaktır benim huyum Duy beni ! Seni seviyorum berceste . Seni seviyorum. Seni... Seviyorum. |