SükutSükut gönül sükut, Hüzün mü bürüdü benliğini, Koy bir aşk şarabı , kal secdede doya doya Ne sanırsın mutlu olmaya mı geldin buraya ? Hep mesut olsan nasıl olacaktı imtihan ? Sükut gönül sükut, Senin fırtınalarının dermanı yok bu diyarda Kime ne bizden yolumuz başka , davamız başka Otur da piş yanan sancağında Kör olsan ne ola , gönlün gördükten sonra ? Sükut gönül sükut, İçeceksin işte bu yolda acıyı kana kana Gurbettesin olacak tabi bir yanın yama , Dile vurma , gezmesin kokuşmuş ağızlarda, Kan kussan dünya için sana ne fayda ? Sükut gönül sükut, Çok sandığın derdin, kainatta toz zerresi Yolculukta yorulur zaten ruh giysisi, Kainatın efendisi çekmişken bu kadar zahmeti , Sen un ufak olup parçalansan kafi değil mi ? Sükut gönül sükut, İliklerine biçilse yalnızlık açma ağzını Korkarım çıkacak hadsizce bir lafın Vurulsan en ince sızından düşme sakın Sevdiğine vefası olmayanın kendisine cefası hak olmaz mı ? Sükut gönül sükut, Sükutta gizlidir senin kendini bulman, Sükutla içine dönecek , kendini bileceksin , Sükutla dil yaranı , gönül karanı temizleyeceksin Kendini kurtaramayan , ele tabip olsa ne fayda ? Sükut gönül sükut, Dilin hakikati şakıyana dek sükut, Kendini yontana dek , olman gereken olana dek, Hamken pişene , harfken şiir olana dek... Cahil dökse dilini bir ömür, denk denir mi alimin sükutuna ? |