MANGAL YÜREKLİM
sen benim mangal yüreklimdin biliyor musun
ıssızlığımda kırlangıç misali sığındığım ve yandığım kavrum kavrum, hey yavrum hey dediğim kör kuyularda sabırla beklediğim kimsesiz mağaralarda ışıksız kaldığım ve çöllerde yalınayak dolaştığım dayanma gücüm belki de aklımın muvazenesi, kalbimin avazesi göğümün en parlak avizesi ömrümün silinmez yazgısı dağın başı karlıdır bugün biliyor musun yârin başı bağlıdır, aşkın ateşi pek de harlıdır ve gözüm her daim yaşlıdır bilmem kaderim neden böyle kederlidir kederim neden bu denli katmerlidir sen benim mangal yüreklimdin baktığında yıldızlar düşüren gökten çiçekler bitiren yerden, yeller estiren başımda avareliğimdin, serkeşliğim ne de gamlıdır yüreğim şimdi ne de dumanlıdır gözlerim bir çay içsem en koyusundan bir kurşun yesem kalbimden zehir olsa bana gözlerin kırpmadan baksam zıkkım olsa bana sözlerin açsam kulaklarımı sen benim mangal yüreklimdin biliyor musun yanında huzur bulduğum mutlu olduğum, çoğaldığım toplandığım, mağrurlandığım bir bayrak gibi kalbinin gönderine çekildiğim gölgesinde yer bulduğum güven de hissettiğim şimdi anlamı yok hiçbir şeyin düşen yaprağın, kuruyan dalın eriyen karın her yanım güz içinde sevincim mutluluğum göç içinde sen benim mangal yüreklimdin kırılmayan dökülmeyen yanımdın |