Pembe Düşlerim
Yine kapanır demir sürgülü kapılar.
Sıra sıra dizilmiş ranzalar ve ben Hasret kokan üç beş türkü dilinden Bir nefeslik hayallerin kollarında Sana gelmek vardı ... Öyle rahatlık canımıza değmezdi, pek işte Karanlık çökünce, gecelere Yüreğimin mazgalları bir bir kapanırdı O seninle kurduğum güzel hayallerimin kanatları kırılırdı. Siyah, ötelenmiş zenci bir bedene dönerdi düşlerim. Hayatta yediğim tokadın izi yüzümde Beş parmak duvar hatırası gibi dururdu. Geçen şu dört duvar arasında, tek tabanca Döner dururum kendi mahzenim de Bin bir çile düşerdi avuçlarıma. Seni düşünsem, ovalarım dağlarım Buralarda öyle çat kapı. hatır sorulmaz Bir fincan sütlü kahve içmek Aşık Veysel den yanık bir türkü dinlemek Duvarlar seni duymaz ki, sevdiğim Sarhoş kapısına kuma gelmiş gibi Utanırsın havlu çamaşır asmaya bile. Bir yudum umut, bağlamıştık gönül dalına Herkes gibi bizde, sevda düşlemedik mi Peki gördüğümüz, neyin düşüydü. İşte bu yüzden isyanlarım aktı yüzüme İşte bu yüzden dilim dolandı dilime Ay gitsin yeter ki, sen kal yine benimle. Anlamadım ki seninle kurduğum Küf kokulu yastığa bağlanmış düşmüş Bağırsam üç duvar ötede sesim duyulmuyor. Yine sürgüler kapansa da, sen kal benimle.. Öyle, çok göz yaşı döktüm ki dünyada Hep kaderime, say gitsin dedim Mahşere bıraktıklarımı saysaydı gardiyanlar Dört kitap önünde kurumaz da kurumaz. |