çekim gücüÇekim gücü Gök çekim gücü Odaklanmış zihin ve fiziksel mücadelesinin amansız yolculuğu Varış noktasından selam olsun o çıkıştaki ünleme. Mineral vitamin ışık aşk (hız; şeytan oyunu ve kanunu budalalığın) unutan bir hafıza içinde sayıklamak. Ruh çekim gücü İhanete zamansal ve boyutsal bir zemin, Ekseni içerisinde; etkileşimi 1 damla su özverisinde, Anlamağa yakın dalgalar. Git geller arasından bir hülya Bazen pembe sütün üzerine eflatuni, nakş-i cefur. bazen zifir içinde kalmaca- yalnız. Yelkensiz ve bulutsuz. -aramaca, çengeli takarsak eğer bencilce, Bir bulmaca Bir başlık bir yaşam belirtisi. bİr kafa üşümesi. Dış çekim gücü Yenemez hiçbir zaman ‘iç çekilin çekeyim’ gücünü. Ahını tarumar etmiştir gözyaşlarıyla. Savrulurken akıl, vicdanını artık emanet etmiştir, selametle! Artık O, sen kadar uzak. -Azrail çekim kuvveti- bak işte bu somut- Merkez kaç, terörist öl, doğarken niye yakmadık ateşini. Şehit yerine cellat olurduk. Somut somut sonra başımıza düşerdiN. Değil mi Akbaba akbaba Susayarak. Tanrısal aktivizm Sübyani şarz olizim Ahlaki yok olizim Para ve bir pınar o yeşil tabloda Bu işte yerden çekim tek tek Ağaç Ağaç -Teknolojik materyalizm. Saygısız, soğuk, küflü, aha! İşte o benden olmayan Aç sefil titrek. Yağmur yok. Dua ermiyor ki! -Allah’ın kabulüne. --Niyeti-i Ayaz- Habil’in Kabil mi olmaması? Bu öz çekim Fark eder miydi ki. Oysa, Esaretin niceliklerinden yakamızı kurtarıp Önce nitelik yaratıp sonra kendimizi çekmesini sağlamalıydık. Gitmek için misyon-u alamet. Şükür ve daha öncesi adab-ı hayat ederken. Erkân. bir nefes duymak için ferah bir imtihan. -Parmakta kalan o zerre-i bal. Ateş çekimi, elimizi uzatmamalıydık. -- Hey! Küfesi teslim İtişi de var, ilk kelimesi ‘oku’ kalma yazılmıştan bir kelime öte. -buda hayat yokuşu -durur mızrak gibi böğrümüzde. –maalesef, sen/siz oluyoruz amaç hedef taksi, aynası çok olan bir kütüphane en ırağı, öğrenmek bu şavkın sıvası, adımlar özgürlük. -Özgüven çekimi- --- hayal etmek senden sonra gelenin teşekkür gülümsemesi, o en iyiye varması gerekenden, bir buse, be hey! Nefs-i vakur olması gereken ib.. değmeliydi! yanağımıza o damla elimizde olsa da şemsiye. ‘Huzur’ kelime anlamıyla göğe bakmak olmalıydı. -- Çekilirken çekinmek tüm kötülükten Hiç olmaz ise bir iz idik madem -Göbek bağımızda parmak izlerimiz- -Rüyamda buluyorum hep kendimi tırmanırken. --- Fotoğraf çekimi, Selfi, Çıktı çıkalı uzayda boşluğumuz şaştı Film çekimi kura çekimi aidiyet var oluş ensar Her defasında Joker Çeken kuvvetler birliği Kukla kuklayı çuvallarken Aldı Sırtına beni. Ve pişti. --- Deprem sanattan çıkmış Bir kaburga kemiği en azından taşıyordur. Harekete lazım olan aşk ve his bir olmak, ölmeden henüz 1 an önce diri olmak akıyor ve cesur.(elleri ellerinde) Hak’ka sunulmuş bir ifade gibi dimdik duruyorken Sallanmak. Dansa sunulmuş bir hezeyan değildir. Bilakis minnet-ü zevk Zevk-i vuslat alametidir. -Yoksa bizi çekendir renklerin alacalı bulacalı korelasyon. (yapay ilgi çekimcilik) Vakit ayyaşlığı, hiç ile varsın arası biraz toprak, giyotinsiz meyveler, toprak yasak yasak yeşil. Kuantum suyun yakarışlarında Cin’e peri, Perinin kanatları. İlahi vazgeçişler ve pervaneye yakalanmışlık içgüdüsü Püfür püfür. --- Sınırlarımız tabiatımızdan ibaret, inadımız umutlarımızın kölesi, tadımız şeklimiz tonumuz ayrı, emek acıdan yana vuslat anımız ise, Dostumuza döktüğümüz ter mezarımıza yağacaktır. tuzu dilimize, ferahlığı cümlemize. |