İKİ NEFESLİK TÜTÜN YOKLUĞUNU KESMEYEN
Hiç ayrılmayacakmış gibi gelir sevdiklerİn
Ve bir gün herkes gider Emeklerin gider gençliğin gider Ve sana kalan bir avuç eksik ömür Kalırsın dımdızlak ortada öylece Sonrada bir daha Hiç kavuşamayacakmışsın gibi Yani gelirde gelir , gelirde gelir her şey üstüne Kaçamazsın ağırlığından Bir yolu yordamı olsada Bağırsak çağırsak birbirimize Yine senle eski günlerdeki gibi. Ben sana kapıyı kilitlesem Gideceğenin korkusundan Ve bir daha dönmezsin diye Sen ise Anahtarı arasan kalbimde ne güzel olurdu değil mi ? Bak çok geciktin hani uyanır uyanmaz aklıma gelecektin. Yoksa yoksa daha oralarda sabah olmadımı hala ? Şimdi Senin o gülüşünün meşkuliyetinden Nasıl da müşkülüm buralarda !. Seni unuttuğumu Hiç özlemediğimi söylüyorlar. Vallahi yalan be güzelim vallahi yalan Sadece dudaklardan dudağa dolanan Hurafe bir yalnızlığın uydurması bu inan Seni görmeden severek Kim çeker böyle yıllarca kahrını Söyle kim çeker Saatlerde akrep yelkovansız nasıl olamıyorsa Bulutlar toprağın susuzluğuna nasıl ağlıyorsa bir yağmur duasında. Ağaçlar her güz mevsiminde Yapraklarını dökerken toprağa olan utancından Bir sonbahar sarısına istemeden nasıl soyunuyorsa Ve aklım gözlerinden başka bir şeyi düşünemiyorsa En haylaz zamanlarımda Bil ki sana toprak gibi Su gibi, yağmur gibi, dua gibi, ve an gibi Öyle yangınlardayım sana işte Şimdi seni her düşündüğümde Elimde tıpkı senin gibi ince belli bir demli çay Birde yokluğuna efkar İki nefeslik tütün var yokluğunu kesmeyen Sende olsan nasıl tamamlardık birbirimizi |