Şair Tutuşunca
Mürekkebin şiir sesi vardır
Bir lale kopumunda susarsa eğer Bir şiir tutuşur şairler yasına gider. Güneş kuşların kanadına değdiği vakit Al benli minvalinde bulutlar yüklü Ağır aksak demir ökçeli karanfil kokulu şairler Bir boğaza bakar bir gözlerine şiirin Tan yeri fecre değer mahpus türküsü tışlar Ebedî bir sanrıdan doğar bakışlar Kalkan ilk vapurun kokusu denize vurur Ateşler parmaklarda aslında Ruh çembersiz bir duvarın eteğinde Dil körpe kokarken kaldırım taşlarında Sabah seninle harelenir göz yaşlarımda Beni en güzel sen anlardın Sıcak bir rüzgar nasıl okşarsa Papatya saçlarını Öyle masum gölgelerdin Ruhumun çınar ağacını Elbet kara düşe yazgı çizilmez Yazılsa da kader denmez Çünkü kalem çoktan tükenmiştir Doğduğu gün şairin Yazarken boğulur gün Sular boğuk bir tunç kokar Erir gövdesi şairin Senin saatinden şafak sayarken Elif kadli bir maun sitemdir Şiirin heceleri Şairin geceleri Karara bağlanmış deyişlerdir Kör sitemle çağırır beni dalgalar Sular boğulur mu gönül yorulur mu Sevmeden sevilmeden Girdap bir kızıl meskendir Sular hep yanar Güneş batınca Şair tutuşunca... |