M Harfi
Şol baldıran zehrin tadına varmak için
Gece gündüz ağladın niçin ? Bir rahvan atlar gibi Koşar adım ilerledin ibn-i âdem ! Cesurdum elbet kara pürçekli aşk ! Lavantadan örgün ve müebbet çizildi Hükmü gözyaşı olarak ruha damlayan Daktilomun başında Ağlar yaşımda Bin yıllık esaret ! Duvar ardılı kan kokarken harf düzeni Benim ellerimden ne istedi barut ? Küçük bir kuş gibi kanat çırparken rıhtımlara Özgürlüğün pusulasını neden sorayım Ardımdaki karanlıklara ? Parşömen kağıtlı beyaz miğferinden Sızı damlarken bir askerin elinden Nice sözler duyarsın da Hükmü yok gibidir ! Ahizenin ucunda ağlarken yarım kalır dudaklar Elin mektupta kalır Sözün duvara asılır Cennetin anahtarını tutar giden ve gitmeyen Yankısı duvarları deler bir mitralyözün Terk edilmiş bir şehrin yıkık duvarlarında Efsaneler yağarken geceleri lambalara Sirenler içinde mutluluğu sen ağlattın ! Bak daktiloma kan damladı Cihan harbinden kalma bir gramofon ağladı Kemik sesi geldi parmaklarımdan Gözlerim duvarda asılı saat hükmünde Seninle söyleşirken sevdiğim Bir şarapnel içti yüreğim Ellerim seni yazdı bu gece Karanlık sislere damladı mürekkebim Puslu bir eşikten atlar gibi Ala gövdesi kan kokan atlar gibi Heybetli ve ilahi bir cenk içinde Sana doğru gelmekteyim M harfine sahip çıkamadığı için şairler Mutluluk fiilini çekimleyemedi dünya Sırf birileri okumadığı için bu sözü Ağladı ve öldü dünyanın iki gözü Şimdi Paris’e veda zamanı Gözlerim kokuyor sokaklar Taş mermerler içinde erirken Kurşun dolu bir heceden Sevginin ülkesine giderken Sığmadı daktilomun şaryosuna Mutluluk denilen o kutsal kelime |