0
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
694
Okunma
Bir kez daha ivme kazandı diye beklerken umutları,
fark etti ki;
içine çökmüş Yıldız kalıntısı gibiydi
milyarlarca ton ağırlığa eşit .
Farkındalığın eşiğine vardığında
değersiz küçük zaman dilimleri vardı heybesinde
iğreti ile bakıp atmak istedi
belli belirsiz akıp giden kervana...!
“Üzerine yapışmış ak leke gibiydi
sıyrılıp kurtarıcıdan medet ummak”
Senle benim aramda ki mevcut ince bir çizgiden
başka bir şey değildi O’ nun ile arandaki mesafe.
Eren ile eremeyen arasında arafta
iyi ile kötünün arasında hesabı mahşere kalan.
Fark eden ben, yaratılan ben iken
okuyan kim? Okunan kimdi?
Dedi...
Elinde tuttuğu Hiç’ lik anahtarı,
sadece çevrilmeyi bekliyordu.
kayıp ellerinden, düştüğü yerde
sevgiden yoksun, kefen giymiş düşler yatıyordu
mezar taşları olmayan
isimsiz...
Sonun da
Korkularına esir anlak elinde hiç...!
durup düşündü ben kimim diye piç...
Fark edenin yorumu
Mutlak olan anın içerisinde
seçimler yapa dursun
saçına aklardan ziyade düşen
Yaradan’dı piçin.