milatta
tam doğacakken ölecekti şafak
rivayet ve kehanet arasındaki geleneksel törenlere gecikince yazıdan önceki kuşağın asırlar sonrasına anlattığı renkler; kırmızının en cahil ve saf halleri -sabahın olamaması - yazgı okur-yazarlığından çok önceki sözler sonsuza kanatlanan simurgları ağulu badeyle gelen sarhoşluk aynalara bakmadan çizdiği otoportresinden tanımak birini iç kusmalarıyla tan yeri ağarırken adını piç sıfatıyla salmak hayatın isimli günlerine geçmişi elektroşoklarla silen teşhislerde duyulan çaresizlik seslere bağırmak gramofona sokarak başını (cümlelerin içinde yabancı bir kelime vardı ve diğer kelimelerin gurbetinde yapayalnızdı, ten rengi ve lehçesiyle, anlamsızca) |