Göç/ük
Bazen sen gitmezsin bir şehirden
Bir şehir gider senden Dağını, denizini Taşını, toprağını Rüzgârını Sokaklarını Sokak lambalarını alır gider Hatta ölü kelebekleri bile... Kuşları, çiçekleri, çocukları bırak dersin bırakmaz Bir başına koyup Sapı kırık pas içinde bir hançerin ağzında Terk eder seni Bakışıp saatlerce ilk kez gördüğün bir acıyla Tanışıp el sıkışırsın Sarılırsın kokusunu içine çeke çeke Genzinde acı tütün kokusu Burnun sızlayarak Gözlerin cinayet mahalinde unutulmuş kanıt Ellerin daldan düşen üzgün, ürperen yaprak, Dudakların ilanla aranan suçlu Yüzün talan orman Kalbin gidecek yeri olmayan mülteci Ruhun yangında ilk kurtulamamış... Öylece can çekişirsin kalabalık yalnızlıklar içinde Bazen kalamazsın hiç bir yerde Hiç bir yere ait olamazsın Hiç bir yer sana ait olmaz Yaşadığın evde yabancısın çoğu zaman Ev gözünün içine içine bakar Ne zaman gideceksin diye Sen duvarları hangi umutlu renge boyamak istesen Duvarlar senin gözlerini siyaha boyar Elleriyle boğar seni Devrilir hiç dokunmadan eşyalar Kapı kendiliğinden aralanır Bir ses dışarıdan çağırır seni Bir ses ki (için) için! Ceketin düşer askıdan Ayakkabılarını yan yana görürsün Ve istenmediğin yerde kalmanın Kabahat olduğunu Yolun olabildiğince açıktır Yolun kucak kucak yalnızlık Kendine bile gitmezsin Kalamazsın kendinde çünkü Ya kendine eksiksindir, ya fazla Kendine ağır gelirsin Sen seni taşıyamazsın belki de... Yani gözün hep ardında kalır Hevesin ruhsatsız fişek gibi içinde, Hayalin eski sevdalar gibi hep yarım Ve umudun tozlu yollar ardında... Ama sen bir yerde kalamazsın Ve hiç bir yer sende kalmaz Ve bazen hayattan vazgeçmezsin Hayat senden vazgeçer Elini ayağını çeker senden Ne halin varsa git gör der Su eşkir Ekmek küflenir Ve hava satmaz seyyar satıcılar Mesela, Oturtursun karşına aklını, kalbini Ve ruhunu Dertleşmek istersin Ya sana sırtını dönmüş üç yabancı görürsün Ya üç azılı düşman Senle doğdukları için bin pişman Darılır bütün iklimler nedensiz Yağmur yağmaz olduğun yere Bahar gelmez Güzün hüzün bile sana uğramaz Bütün ateşli hastalıklar soğur Öyle hissizleşirsin Öyle içine göçersin Ve bir karıncanın kulağına fısıldarsın usulca; "Anne lütfen beni yeniden doğur!" 05. 09. 2019 S.U. Serkan Uçar |
tebrik ediyorum
selam ve sevgiler