yemişim ağacınızı.. konuşurum gaiple ruhum’su sesler içimde ip atlar topaç çevirirken ve çokça mızıkçılık üstünden atlarken kucağıma bırakırım düşsün diye yüreğime ağırlığınca akıllanır sanırım bilge yanım//nafile hükmünde sırrı muhtevası g’özünden çıkar bilinmez’ucundan ısırmış kozmik ekâbir tuğla tüyü sayfalar açılır önüme analıkla ilgisi yoktur şevkat parmaklığının dışarıdan sürümlü yüksek volümlü kapı sesleri kavramları’ bilmiyordum ama kavgalarını gördüm kargaşa tozlu kalemlerde O ara öldürüldü birisi ve kimse sormadı ! ’ölen mi katil kalemi kıran mı yoksa kağıtları karan mı’ -diye ne çok fırıncı vardı ateşi içinde yanan ’ekmek’ sıfatlı sonra ekmeğini aldılar köze değen ellerinden çok kanatlı bir şeyh kapı önüne çiğneyip tükürmüş ekmekleri açlık sesi geliyordu kulağıma eli ekmek tutmayan çocuklardan vah kaz kafam dedim kaz dağlarından endemik çiçekleri toplarken soramadım ? bir atlı karınca su taşıyordu yağmur ormanlarına küllere sarınmıştı ayakları ihtimâl ki ikinciye gidiyordu yüreğini soğutmaya ve manşetten yedinci harika //sararmış sayfa numarası çığlıkları-aynı bilemem doğacığımı ama/ Bolsanaroların umurunda mı ?! ... ekolojik manyaklar-yedi uyurlar mağarısı serin diyorlar sıfır çektim atık çıktı Salda gölüyle//okuma özrümden akanları sildim mitoman projeye... .. |
Şiir karın doyurmaz ama gönül doyurur…
Şiir ruhun gıdasıdır…
.................................................... Saygı ve selamlar..