YAŞANMAMIŞ BİR AŞK HİKAYESİYAŞANMAMIŞ BİR AŞK HİKAYESİ Yaşanmamış bir aşk hikayesiydi bizimkisi... belki de masal... o geceye kadar; ne ben onu görmüştüm, ne de o beni, Tanımadan sevdik biz.... mazide; ne el ele tutmuştuk, ne de gözgöze gelmiştik, Hayali mi hayali... hani adı mustakbel aşk ya.... O gece; bir dağ evindeydik, başbaşa, Takvim yok, saatin akreple yelkovanı şarmaşdolaş, ve hep aynı anı gösteriyordu... Ne yol vardı ne iz, bizbizeydik biz. Mevsim kış, pus perdeli penceremize, lapa lapa kar tükürüyordu bulutlar Issız bu dağ evinde.. dışarıda çamlar ıslık çalıyor, içeri alacakaranlık... loş bir odada, meşe alevindeydik, kâh dizdize, kâh göz göze.. Şöminede kuru meşe çıtır çıtır, ruhlarımız cızır cızır yaş yanıyordu sanki.... Kor ateşte fokur fokur kaynayan ıbrıktan içtiğimiz birer kadeh sıcak şarap; ruhumuzu dinlendiriyor; adeta aklımızın üstünü, duygularımızın altını çiziyordu. Ne hoş bir geceydi, ya Rab, bitmesin istedik. Bir ara, -uzat ellerini uzat dedi canan... öyle bir ihtirasla uzattım ki... ter bastı alnımı.. Elele tutuştuğumuzda, meşenin kızıl közlerine benziyordu gözleri... sızdık gözgöze, gözlerden gönül gizine... avuç ayalarımız da kan ter içindeydi... Bir ara üşüdük galiba, "Sarıl" dedi Sıkı sarıl.... Sonra, sokulduk, sarıldık sımsıkı, sızdık bizbize, alnı alnımda, burun burunaydık. Nefesinin sıcaklığı yüzümü yalarken, kıpır kıpırdı kelebek dudakları; Titriyorduk, soluk soluğa, nefes alışlarımız ha karıştı, ha karışacaktı birbirine, Hiç konuşmadık, ve; hiç kırpmadık gözlerimizi... bir an; karıştı leblerimizde kekeme dillerimiz Tanrımmmm. .. düş mü? gerçek mi? Sonra; dayadı göğsüme kutsal başını kadınım... kapattı gözlerini, mışıl mışıl bir aşk uykusuna dalarken sevgili, saçlarını okşarcasına tarıyordu parmaklarım... Birer kadeh sıcak şarap, birer dilim keçi peyniri, Ve; ıslak dudaktı aşk şarabına mezemiz. hiç konuşmadık biz. Derin derin soluyarak, yattı dizlerime sevgili... sızdı, aslında tek sızan ikimiz değildik... Zaman da sızmıştı Dışarıda karlar üstünde ac kurtların av dansı ulumaları; içerde ikimizin yürek çırpınışları valsine eşlik ediyordu sanki... gözlerimden iki damla yaş düşünce canının kirpiklerine, -sen demi ağlıyorsun?dedi Sustuk uzun bir süre, susuş o susuş. .. yaşanmamış bir aşk hikayesiydi bizimkisi... belki de masal... aslında ikimiz, hem maziye hem de vuslatı visale ağlıyorduk. Uyandığımda, radyomda, "Rüyalar gerçek olsa, seni her gün görürdüm" şarkısı çalıyordu... Kul Figani ( Erdem Gümüş) 14 ŞUBAT 2019 İZMİR |