SÖZCÜKLER KADAR YARALI OLAMAZ HİÇ BİR ŞEY...Suçu var mıydı gecenin ve de mavi’nin? Yoksa ıslıklanan hazan makamı mıydı tümcelerin kanattığı Ve her içtiğimde kan t/adı aldığım şarkıların? Göğün kaportası çöktü sonunda Tıpkı yapışkan hüznün sarı teninde Ölümle buluştuğu gecenin İrkildiğim son kehanette. Aşkı irdeleyen mevsimin hüznüne talibim ek olarak Bir dip not düşüp de günün son saatine Yarından çaldığım o melun saniyeler Sözüm ona reşit olacaktı mevsim bir de yüreğim. Konuşlandığım ne çok izlek… Adı da yok cismi de İvedilikle yazdığım her dize Çok mu umurundaydı sanki evrenin? Bir eksik bir fazla Azığım ne ise kardığım illa aşkla. Sonlanmasını dilemiyorum aslında: Ne gecenin ne matemin. Ellerimde beyaz eldivenler Arkamda kanıt bırakmamalıyım Öldürdüğüm günden arda kalan son kırıntılardır hani Şiire tamah eden yüreğimdeki feyiz ile. Dama taşı gibiyim: Geceyi öğüten güne söven Akılsız başımın da cezasını çekerken kalemim. Bir mimlendiğim Bir de mintan niyetine nasiplendiğim. Hangi illet terennüm ise az evvel son verdim ömrüne Kanlı ellerimle. Mademki öleceğim ölmeli de sevdiklerim En azından yasımızı da tutmayacağız birbirimizin. Surlarda saklı sırlar bize dair: Sır dediğin aslında şifresi içimdeki iyi niyetin Sözcükler kadar yaralı olamaz hiçbir şey Belki şehir belki giyindiğim şu üç beş melun şiir Bir takvim yaprağı daha düşerken zamanın ve ömrün tininden Söylemlerin azı karar çoğu hantal düşlerin de Ta kendisi. Unuttuğum gözlerim kapalı Uyuduğumda ise açık gözlerin iris’inde Yanıp sönen ışıkları kumral şehrin. Saçlarını tararken içimden geçen Dizginleyemediğim hüsran Koyudan çok koyudan teni ömrün Bir gecede ak düşen sevdalı imlerin de örtüsü Çekili dizelerde, Üşümesin diye küçük elleri şiirin. |
Yürek sesiniz dert görmesin ve kaleminiz canlı dursun…
Beğendim…
...................................... Saygı ve selamla..